Adnan Oktar'ın 26 Şubat 2011 Kocaeli Tv Ve Aba Tv’deki Canlı Sohbetinden
ADNAN OKTAR:Ahzab Suresi, Şeytandan Allah’a sığınırım. 45. ayet “Ey Peygamber, gerçekten Biz seni bir şahid, bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.” Ayetin ebcedi, 2034 tarihini veriyor. “Ve Kendi izniyle (Allah’ın izniyle) Allah'a çağıran ve nur saçan bir çerağ olarak (gönderdik).” “Kendi izniyle (Allah’ın izniyle) Allah'a çağıran”, sürekli tebliğ yapan, İslam’a, Kuran’a insanları çağıran, “ve nur saçan” İslam’ı anlattıkça, insanlarda bir ferahlık, bir aydınlanma, olaylarda, dünyada bir aydınlanma, ferahlık olduğu için, Allah onu o şekilde belirtiyor, “nur saçan bir çerağ olarak (gönderdik).” Bir aydınlık, bir ferahlık kaynağı olarak gönderdik. “Mü'minlere müjde ver; gerçekten onlar için Allah'tan büyük bir fazl vardır.” Bir tane ebced veriyor, 2005 tarihini veriyor. “Kafirlere ve münafıklara itaat etme, eziyetlerine aldırma” Demek ki, kafirler ve münafıklar, itaat etmemiz için bize baskı yapacaklar, biz ne yapacağız? İtaat etmeyeceğiz, “eziyetlerine aldırma” demek ki biz itaat etmediğimizde ne yapacaklar? Eziyet edecekler, eziyetlerine de aldırmayacağız, “ve Allah’a tevekkül et.” Bunlardan tedirgin olmayacağız, küfür bize ne yapar, insanlar bize ne yapar demeyeceğiz, tevekkül edip, içimizde bir ferahlık olacak. “vekil olarak Allah yeter.” Yani kendini hiç sıkmana gerek yok, korkmana gerek yok, tedirgin de olma, her şeyi Allah en güzel şekliyle yaratır diyor Cenab-ı Allah. O zaman müminin kalbinde bir inşirah, bir ferahlık oluyor. Ama “ben yapacağım, ben edeceğim” dediğinde, eli ayağına karışır, kafası da karışır, ne konuşacağını da şaşırır, ne yapacağını da şaşırır, bu olmaz. “O'dur ki, sizi karanlıklardan nura çıkarmak için size rahmet etmekte; melekleri de (size dua etmektedir). O, mü'minleri çok esirgeyicidir.” Allah’ın ne kadar merhametli olduğunu, Cenab-ı Allah vurguluyor. Demek ki biz, karanlıklara da gireceğiz. Karanlıkların içerisinden bizi nura çıkaracak. Bakın bütün dünya karanlıklar içerisindeydi, İslam alemi karanlıklar içerisindeydi, Allah nura doğru çıkarıyor şu an. Bütün dünya görüyor, imtihanın bir gereği, “ve size rahmet etmekte” Allah, “rahmet gözüyle bakıyorum, rahmet nazarıyla bakıyorum size” diyor, “ve melekleri de (size dua etmektedir).” “Melekler de sizleri koruyor” diyor Allah. “O, mü'minleri çok esirgeyicidir.” Bütün dünyada Müslümanların esirgendiğini, korunduğunu göreceğiz inşaAllah.
(Adnan Oktar'ın 6 Aralık 2010 tarihli Kahramanmaraş Aksu TV'deki röportajından)
ADNAN OKTAR: Ahzab Suresi, açtığımda orası geldi. “Ey Peygamber, gerçekten Biz seni bir şahid, bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.” Cenab-ı Allah hangi gelişmelerle gönderdiğini Peygamberimiz (sav)’e söylüyor. Şeytandan Allah’a sığınırım. Bak “Biz seni bir şahid”, her olaya, insanlara her şeye şahid oluyor, Peygamberimiz (sav). “Ve bir müjde verici”, Müslüman ne yapacak? Müjde verecek. İttihad-ı İslam müjdesi verecek, Müslümanların birleşmesi, güzel günlerin müjdesini verecek, cennet müjdesi verecek, Allah sevgisi müjdesi verecek, sevinç müjdelerinin önü arkası olmayacak ve bu müjdeleri de bizzat Müslümanlar kendileri, bir bir görecek. Mesela biz şimdi İttihad-ı İslam müjdesi veriyoruz. Bunu Müslümanlar görecekler. Mehdi (a.s)’ı görme müjdesi veriyorum, bunu görecekler. İsa Mesih’i görme müjdesi veriyorum, bunu görecekler. İslam ahlakı bütün dünyayı aydınlatacak. Her yere nurunu saracak bunu görecekler. Barış ve kardeşlik her yere hakim olacak, her yere nurunu saracak bunu görecekler. Bu müjdelerin verilmesi Müslümanlığın şartıdır. Kuran’ın hükmüdür, inşaAllah. “Ve bir uyarıcı”, işte aman anarşiye girmeyin, teröre girmeyin, dalalete girmeyin. Darwinizm, materyalizm bir aldatmacadır, bir oyundur. Bunlara karşı insanları uyarıyoruz, inşaAllah. “Uyarıcı olarak gönderdik” ebcedi 1997. Şeddeli 2034 tarihini veriyor. Her ikisi de net Mehdiyet’in tarihi. Bak ikisi de 1997 Mehdiyet’in önemli bir devridir ki, 97’lerde biliyorsunuz 28 Şubat oldu, değil mi?
ADNAN OKTAR'IN KAHRAMANMARAŞ AKSU TV'DEKİ CANLI RÖPORTAJI
(17 OCAK 2011)
ADNAN OKTAR: Ahzab Suresi, şeytandan Allah’a sığınırım. “Ey Peygamber, gerçekten Biz seni bir şahid, bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.” 2034 tarihini veriyor. “Ve Kendi izniyle Allah'a çağıran ve nur saçan bir çerağ olarak (gönderdik).” Bu ayettin ebcedi de 2034 tarihini veriyor. “Mü'minlere müjde ver; gerçekten onlar için Allah'tan büyük bir fazl vardır.” O da 2005 tarihini veriyor. “Kafirlere ve münafıklara itaat etme, eziyetlerine aldırma ve Allah'a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.” Allah seni korur, diyor. Allah’a tevekkül çok önemlidir. Müslümanlar sık sık tevekkülü unuturlar, o yüzden de eziyet çekerler. Onu nasıl yapacağım, bunu nasıl yapacağım, işte hastalanacak mıyım, şu mu olacak, bu mu olacak? Halbuki tevekkül etse, kalbi çok rahat edecek. Zaten olup bitmiş. Tek bir an içerisinde bütün kainattaki hayat olup bitmiştir. Bütün alemlerdeki hayat olup bitmiştir, Allah Katında bitmiştir. Telaş niye? Üstelik hayırla ve güzellikle Allah Katında en mükemmel şekilde yaratılmıştır.
“Allah ve Resûlü, bir işe hükmettiği zaman, mü'min bir erkek ve mü'min bir kadın için o işte kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur.” ““Allah ve Resûlü, bir işe hükmettiği zaman,” ne diyor Resulullah (s.a.v.)? Mehdi (a.s.) çıkacak, Mehdi (a.s.) düzeltecek. Yok, ben Resulullah (sav)’ın dediğine göre değil de, kendi kafama göre hareket edceğim, diyor. Bakın ne diyor Allah? “Mü'min bir erkek ve mü'min bir kadın için o işte kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur.” Peygamber (s.a.v.) ne diyorsa, ona göre hareket edilecek. “Kim Allah'a ve Resûlü’ne isyan ederse, artık gerçekten o, apaçık bir sapıklıkla sapmıştır.” Peygamberimiz (s.a.v.) İslam’ın nasıl hakim olacağını, hangi safhalarda hakim olacağını, neler yapılacağını, bu faaliyette Müslümanların tavrını, vaktini, alametlerini, hepsini bildirmişken, bir adam bana ne, derse bu ayetin hükmüne girer. Şeytandan Allah’a sığınırım. “Allah ve Resûlü, bir işe hükmettiği zaman, mü'min bir erkek ve mü'min bir kadın için o işte kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur.” Kendi kendine; yok ben öyle değil de, böyle yapacağım, diyemez. “Kim Allah'a ve Resûlü’ne isyan ederse, artık gerçekten o, apaçık bir sapıklıkla sapmıştır.” Sapık olduğunu söylüyor Cenab-ı Allah, başka türlü yapanların, yani sapkın bir yola girmiştir, diyor. “Sapıklıkla sapmıştır” inşaAllah.
Sayın Adnan Oktar'ın 13 Ağustos 2010 tarihli röportajından Ahzab Suresi ile ilgili açıklamalar.
Sayın Adnan Oktar'ın 29 Ağustos 2010 tarihli röportajından Ahzab Suresi ile ilgili açıklamalar.
Sayın Adnan Oktar'ın 25 Ekim 2010 tarihli röportajından Ahzab Suresi ile ilgili açıklamalar.
Sayın Adnan Oktar'ın 22 Kasım 2010 tarihli röportajından Ahzab Suresi ile ilgili açıklamalar.
Sayın Adnan Oktar'ın 6 Aralık 2010 tarihli röportajından Ahzab Suresi ile ilgili açıklamalar.
Sayın Adnan Oktar'ın 18 Nisan 2011 tarihli röportajından Ahzab Suresi ile ilgili açıklamalar.
Sayın Adnan Oktar'ın 15 Temmuz 2011 tarihli röportajından Ahzab Suresi ile ilgili açıklamalar.
Sayın Adnan Oktar’ın 16 Ocak 2011 tarihli röportajından Ahzab Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Bismillah, Ahzab Suresi. Şeytandan Allah’a sığınırım. “Ey Peygamber, gerçekten Biz seni bir şahid, bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.” Evet, 2034 ebcedi.
“Ve Kendi izniyle Allah'a çağıran ve nur saçan bir çerağ olarak (gönderdik).” Bu da 2034 tarihini veriyor bu ayet inşaAllah. Yine okumuştum bunu, şimdi Allah bir daha karşıma çıkarttı.
“Mü'minlere müjde ver; gerçekten onlar için Allah'tan büyük bir fazl vardır.” Büyük bir güzellik vardır. O da 2005 tarihini veriyor.
“Kafirlere ve münafıklara itaat etme, eziyetlerine aldırma ve Allah'a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.” Demek ki münafıklar ve kafirlere itaat etmeyeceğiz ve eziyetlerine aldırmayacağız, saldırmalarına, oyun oynamalarına aldırmayacağız inşaAllah.
OKTAR BABUNA: İnşaAllah hocam.
Sayın Adnan Oktar'ın 17 Ocak 2011 tarihli röportajından Ahzab Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Ahzab Suresi, şeytandan Allah’a sığınırım. “Ey Peygamber, gerçekten Biz seni bir şahid, bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.” 2034 tarihini veriyor. “Ve Kendi izniyle Allah'a çağıran ve nur saçan bir çerağ olarak (gönderdik).” Bu ayettin ebcedi de 2034 tarihini veriyor. “Mü'minlere müjde ver; gerçekten onlar için Allah'tan büyük bir fazl vardır.” O da 2005 tarihini veriyor. “Kafirlere ve münafıklara itaat etme, eziyetlerine aldırma ve Allah'a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.” Allah seni korur, diyor. Allah’a tevekkül çok önemlidir. Müslümanlar sık sık tevekkülü unuturlar, o yüzden de eziyet çekerler. Onu nasıl yapacağım, bunu nasıl yapacağım, işte hastalanacak mıyım, şu mu olacak, bu mu olacak? Halbuki tevekkül etse, kalbi çok rahat edecek. Zaten olup bitmiş. Tek bir an içerisinde bütün kainattaki hayat olup bitmiştir. Bütün alemlerdeki hayat olup bitmiştir, Allah Katında bitmiştir. Telaş niye? Üstelik hayırla ve güzellikle Allah Katında en mükemmel şekilde yaratılmıştır.
Sayın Adnan Oktar'ın 17 Aralık 2012 tarihli sohbetinden Ahzab Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım. Ahzab Suresi, 43; “O'dur ki, sizi karanlıklardan nura çıkarmak için size rahmet etmekte” diyor Cenab-ı Allah. Rahim ismiyle; ne güzel, elhamdülillah. Zulümatlardan nura, zulümaten nur. “Melekleri de (size dua etmektedir). O, mü'minleri çok esirgeyicidir” diyor Cenab-ı Allah. Elhamdülillah, maşaAllah. “O’na kavuşacakları gün,” Allah’a kavuşacakları gün, o gün, kavuşacakları gün, “onların dirlik temennileri 'Selam'dır.” Hemen Selam ismini duymaya başlıyorlar. “Ve O, onlara üstün bir ecir hazırlamıştır” diyor Allah. Allah onlara üstün bir ecir hazırlamıştır. “Ey Peygamber” diyor Cenab-ı Allah. Şeytandan Allah’a sığınırım. “Ey Peygamber,” ey Hz. Mehdi (a.s), “gerçekten biz seni bir şahid, bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik”. Allah Allah! 1997 tarihini veriyor. Hz. Mehdi (a.s)’ın en hareketli yılları, Mehdiyet’in. “Ve kendi izniyle Allah'a çağıran ve nur saçan bir çerağ bir kandil olarak (gönderdik).” “Nur saçıyorsun etrafa” diyor Cenabı-ı Allah. Onun ebcedi de 2005 tarihini veriyor, maşaAllah. “Mü'minlere müjde ver; gerçekten onlar için Allah'tan büyük bir fazl vardır.” Büyük bir kurtuluş, dünya hakimiyeti, ahirette de cennet. “Kafirlere ve münafıklara itaat etme.” Yani onların inançlarına tabi olma, Darwinizm’e-materyalizme inanma, Allah’a inanmayanların inançlarına inanma, Kuran’ı reddedenlere inanma. “Eziyetlerine aldırma.” Hapsedebilirler, ezebilirler, dövebilirler, sövebilirler, hakaret edebilirler. İftiraları, hakaretleri bir nimettir. “Eziyetlerine aldırma ve Allah'a tevekkül et.” “Bırak kendini Allah’a” diyor Cenab-ı Allah. “Vekil olarak Allah yeter.” MaşaAllah, maşaAllah.