Sayın Adnan Oktar'ın 13 Ağustos 2010 tarihli röportajından Ahzab Suresi ile ilgili açıklamalar.
Sayın Adnan Oktar'ın 19 Nisan 2011 tarihli röportajından Ahzab Suresi ile ilgili açıklamalar.
Sayın Adnan Oktar'ın 15 Ağustos 2011 tarihli röportajından Ahzab Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Cenab-ı Allah Peygamberimiz (s.a.v.)’e diyor ki: Ahzap Suresi, 51-“Onlardan” hanımlarından, cariyelerinden, azatlı cariyelerinden “dilediğini geri bırakır” istersen onlarla beraber olmazsın “dilediğini de yanına alıp-barındırabilirsin” kendi evinde, yanında tutabilirsin, “ayrıldıklarından, istek duyduklarına ” yani istediklerine, özlediklerine “(dönmende) senin için bir sakınca yoktur.” Münafıklar bunu da dillerine dolamışlardı, Allah o konuda Peygamberimiz (s.a.v.)’i rahatlatıyor. Münafıkların en çok Peygamberimiz (s.a.v.)’in aleyhine kullandığı konu buydu, şu anda da münafıkların yine kafalarına taktığı konu budur. “Onların gözlerinin aydınlanıp hüzne kapılmamalarına ” bir kere gözleri aydınlanıyor eşlerinin ve hüzne kapılmamaları, bir mucize meydana geliyor, kalplerine ferahlık geliyor hanımlarının. Ne kıskançlık duyuyorlar, ne kalplerinde Peygamber (s.a.v.)’e karşı bir burkuntu oluyor, ne sevgilerinde bir sarsılma oluyor. Ne oluyor onun yerine? Gözleri aydınlanıyor, hüzün üstlerinden kaldırılıyor, mucize meydana geliyor. “ve kendilerine verdiğinle hepsinin hoşnut olmalarına” mesela kısacık bir sohbet bile etsen, kısacık bir sevgi bile göstersen “kendilerine verdiğinle hepsinin hoşnut olmalarına en yakın (en uygun) olan budur” diyor Allah. “Allah, kalplerinizde olanı bilir. Allah bilendir, halimdir” diyor Allah, Mülayim. 52-“Bundan sonra (başka) kadınlar ve bunları başka eşlerle değiştirmek -güzellikleri senin hoşuna gitse bile- sana helal olmaz.” Peygamberimiz (s.a.v.) o kadar çok evleniyor ki görüyor, helal olsun dedeme, ‘aldım gitti’ diyor. Sürekli sahabe annelerimiz geliyorlar, Peygamberimiz (s.a.v.) ile evlenmek istiyorlar. Çok fazla evlilik olunca Cenab-ı Allah; “Bundan sonra (başka) kadınlar ve bunları başka eşlerle değiştirmek -güzellikleri senin hoşuna gitse bile-”, ey münafıkun ve münafıkat iyi dinleyin, ifadeye dikkat edin! Görmeden güzellikleri nasıl hoşuna gitsin Peygamberimiz (s.a.v.)’in? ‘Bakmazdı’ diyorlar ‘mübarek.’ Bakmadan nasıl görsün Peygamber (s.a.v.)? “Bundan sonra (başka) kadınlar ve bunları başka eşlerle değiştirmek -güzellikleri senin hoşuna gitse bile- ” bir kadın geliyor, güzelliği hoşuna gidiyor, ondan sonra evlenmek istiyor. Bakın “güzellikleri senin hoşuna gitse bile- sana helal olmaz; ancak” diyor Cenab-ı Allah, “sağ elinin malik olduğu (cariyeler) başka.” azatlı cariyeler, kendini hibe eden kadınlar. Sadece nikahı yasaklıyor Cenab-ı Allah. “Allah her şeyi gözetleyip denetleyendir.” Burada da bir hikmet var, evlendiğinde miras hukuku devreye giriyor. Peygamberimiz (s.a.v.)’in malını Allah gecinden versin tabii o devir için düşünüyoruz, tabii Allah’ın uzun uzun bereketli ömürler vermesini dilerdik, vefatından sonra mal taksimi olacağı için, çok fazla hanımı olduğunda mal çok küçülmüş oluyor. Az nikahlısı olsun diye Cenab-ı Allah, mal da onlara yetecek kadar dağılsın diye Allahualem, o hikmetle Allah, nikahla evlenmeyi durduruyor ama istediğin kadar cariye al diyor istediği kadar azatlı cariye, istediği kadar kendini hibe etmiş kadın. Çünkü hibe edenler, mehir istemiyorlar, miras hakları yok, mirastan bir talepleri olmuyor. “Ben seninim” diyor, Peygamberimiz (s.a.v.) de “aldım gitti” diyor, elhamdülillah, maşaAllah. Cariyelerde de, azatlı cariyelerde de, hibe edenlerde de aynıdır. Ama nikahlı olduğunda, nikah hukuku ayrıdır. Nikahta mehir vardır, boşanmada mehir vardır, evlenmede mehir vardır ve mal taksiminde Allah gecinden versin, bir vefat olduğunda, eşler ve çocuklar arasında mal bölünüyor. Ama hibe eden, onlarda öyle bir talep olmuyor. Resulullah (s.a.v.)’ın sevgisi onlara yetiyor. Onlara da yetiyor da ama Allah öyle dediği için, yoksa Peygamberimiz (s.a.v.)’in malı için evlenmiyorlar. Zaten diyor Cenab-ı Allah Kuran ayetinde var; “eğer dünya hayatının çekici süsünü istiyorsanız”, hanımlarının bir kısmı Peygamberimiz (s.a.v.)’i rahatsız ediyorlar, mal mülk buna benzer şeylerle, “Gelin sizi güzellikle boşayayım” diyor ama Allah’ı Resulünü ve ahret yolunu istiyorsanız, tamam, inşaAllah. Resulullah (s.a.v.)’ı bu konuda çok zora sokmak istemiştir münafıklar ve tek yüklendikleri konu budur. Aşağı yukarı tek konudur. Ahir zamanda da münafıkların tek yükleneceği konu budur, bu konular çevresinde döneceklerdir. Münafıkların sistemi hasetlik üstünedir. Hz. Hasan (r.a) ve Hz. Hüseyin (r.a)’in şehit edilmesinde de bu konu vardır, onların yakışıklılıkları, güzellikleri, zenginlikleri ve çok eşli olmalarıdır. Başka hiçbir nedeni yok. Aynı yobaz, aynı kahpe zihniyet, ahir zamanda da yine ortaya çıkacaktır. Hatta Resulullah (s.a.v.) Hz. Mehdi (a.s)’dan bahsederken, rengi soluyor. Aynı şekilde münafıkların azgınlık göstereceği ahir zamanda söyleniyor. Ama Hz. Mehdi (a.s) yamandır. Yaman ki, ne yaman. “Önüne dağlar çıksa, dağları ezer” diyor. Münafık değil yüz bin hidrojen bombasıyla gelse, ne kadar it kopuk çakal takamını böyle kurumuş köpek kafası gibi ezer, Hz. Mehdi (a.s). İt ürüyecek kervan yürüyecek Hz. Mehdi (a.s) döneminde. Hz. Mehdi (a.s)’ın kervanı, itler ürerken, böyle bazen uyuz köpekler olur havlarlar kervana kenardan ama kervan ilerler, gücüyle, zenginliğiyle, ihtişamıyla ilerler. Hz. Mehdi (a.s)’ın kervanı da öyle gidiyor şu an. Biz de talebeleriyiz, naçiz talebeleri, kapıcıları. Biz de elimizden geldiği kadar, o kervana hizmet etmeye çalışıyoruz, inşaAllah.