Sayın Adnan Oktar'ın 6 Haziran 2010 tarihli röportajından Ali İmran Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: “Kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra parçalanıp ayrılan ve anlaşmazlığa düşenler gibi olmayın.” Bak, “Kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra,” bize Kuran geldi mi? Sünnette sabit, tamam. Bak diyor ki Allah: “Kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra,” apaçık belge, Kuran’da en ufak bir ilave, ek yok. Net, saf vahiydir. “Kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra parçalanıp ayrılan ve anlaşmazlığa düşenler gibi olmayın”. İslam alemi ne yaptı? Parçalandı, ayrıldı ve anlaşmazlığa düştüler. Allah da böyle olmayın, diyor. “İşte onlar için büyük bir azap vardır” diyor Allah. Şu anda da dünyada bu azabı tadıyorlar mı?
ALTUĞ BERKER:Tabii.
ADNAN OKTAR:Ahiret’te de haramdır, karşılığı Cehennemdir bölünmenin, parçalanmanın. Galiz bir haramdır bölünmek. Yani adam mesela sadece şarap içmemeyi, domuz eti yememeyi haram biliyor. Müslümanların bölünmesi de haramdır, parçalanması da haramdır, ayrılması da haramdır, anlaşmazlığa düşmesi de haramdır. Kuran’da bak ayet, Allah söylüyor. İttifak etmeleri de namaz gibi, oruç gibi farzdır. İttihad-ı İslam farzdır. Bediüzzaman diyor ki: “Bu asrın, bu devrin en büyük farz görevi İttihad-ı İslam’dır.” diyor. En büyük farz görevi değil mi? Bak İslamın şartı 5, 5 diyoruz. Bediüzzaman bak 6.sını söylüyor. “En büyük farzdır” diyor “İttihad-ı İslam” inşaAllah.
Sayın Adnan Oktar'ın 5 Eylül 2011 tarihli röportajından Al-i İmran Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım. “Ey iman edenler, Allah’tan nasıl korkup-sakınmak gerekiyorsa, öylece korkup-sakının. Ve siz ancak Müslüman olmaktan başka bir din üzerinde ölmeyin.” Allah, ‘mutlaka Müslüman olarak ölün’ diyor. “Hepiniz Allah’ın ipine sımsıkı sarılın, dağılıp-ayrılmayın.” Hepinizden kastı kim? Pakistan’daki Müslümanlar, Türkiye’deki Müslümanlar, Libya’dakiler, Fas, Tunus, Cezayir. Dünyanın her tarafındaki Müslümanlar’a Allah bakın emrediyor. “Hepiniz Allah’ın ipine sımsıkı sarılın.” Kuran’a sımsıkı sarılın, bakın “Dağılıp ayrılmayın.” Adamlar dağılıp-ayrılma değil, dağılıp-ayrılmanın kitabını yazmışlar. Bakın, hem dağılmışlar, hem ayrılmışlar; Allah’ın iki tane emrini yapmıyorlar, dağılma da olmuş, ayrılma da olmuş. Paramparça olmuşlar ve birbirlerinden haberleri bile yok. Bakın halbuki diyor ki; ‘Hepiniz topluca Allah’ın ipine sımsıkı sarılın, kardeş olun, birlikte olun.’ “Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmalar idiniz.” Birbirleri ile savaşıyor, değil mi? Şu anda da birçok Müslüman ülke birbirlerine düşman. “O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz O’nun nimeti ile kardeşler olarak sabahladınız.” Müminler neymiş? Kardeş. “Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı.” Cehenneme düşecekken, belanın içerisine düşecekken, anarşinin, terörün içine gidecekken, “... sizi kurtardı. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini böyle açıklar.” Şimdi bu adamlar, ‘ya bu ayetleri geç’ diyorlar. Peki ne kalıyor geriye, ne istiyorsunuz yani? ‘Sabaha kadar evde zikir yapalım’ diyorlar. Ulan sen evde zikir yaparken, Afganistan’da çocukların ırzına geçiliyor, Müslümanlar’ı doğruyorlar. Sen zikri Allah’ın dinini yayarken yapacaksın. Cihad yaparken, tebliğ yaparken yapacaksın. Evin içerisine girip, evden çıkmayarak, yan gelip yatarak olmaz. Acil olan cihad var. Cihad demek, cehd etmek, gayret etmek, bunu yapacaksın.
Bakın Al-i İmran Suresi, 104. “Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun.” ‘Tebliğ yapan bir ekip olsun’ diyor Allah.“Kurtuluşa erenler işte bunlardır.” diyor. Müslümanların hepsinin bunu yapması gerekiyor işte. “Kurtuluşa erenler işte bunlardır.” ‘Öbürleri kurtuluşa eremiyor’ diyor Allah. Bakın, “Kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra, parçalanıp ayrılan...” parçalanıp; apaçık belge Kuran gelmiş. Parçalanma var mı? en şiddetlisini yapmışlar, parçalanmışlar. Ayrılma var mı? Ayrılma da var. Bakın, “... ayrılan ve anlaşmazlığa düşenler gibi olmayın.” Yok, biz anlaşmazlığa düşeceğiz, diyorlar. Mezhep ayrılıkları var, cemaat ayrılıkları var, anlaşmazlığa düşüyorlar. Parçalanma da var, param parça olmuş İslam alemi. “İşte onlar için büyük bir azap vardır.” Diyor Cenab-ı Allah. İşte Müslümanların başına gelen belanın nedeni bu. Allah ne diyor? “İşte onlar için büyük bir azap vardır.” Allah o yüzden azap veriyor. İttihad-ı İslam’ın farz olduğunu anlatan yüzlece ayetten birkaç tanesini okudum.
Sayın Adnan Oktar'ın 20 Ocak 2011 tarihli röportajından ahirette sorulması muhtemel Kuran ayetleri ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Mesela bakın, Al-i İmran Suresi, 103’te Cenab-ı Allah, şeytandan Allah’a sığınırım; “Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın.” Bana diyor ki arkadaş; “Ahir zamanda Mehdiyet’i anlatıyorsunuz, İslam’ı anlatıyorsunuz bize ahirette soracaklar mı?” diyor. Ona ahirette sorulacak soruları söylüyorum. Al-i İmran Suresi 103, “Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın”. Adam oraya sallanarak gelecek, diyecek “Ben dağıldım ve Allah’ın ipine de sımsıkı sarılmadım” diyecek. Bu nedir? Bu bölünmüşlük işte, ayrılma. Anti-Mehdi hareket demektir. Bunun cevabını vereceksin. Veremezsen ne yapacaksın?
Al-i İmran Suresi 104, “Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır.” Bu topluluk nedir? Hz. Mehdi (a.s) grubudur, Mehdiyet’tir. Böyle bir topluluğa yardım ettin mi sen? Allah bunu sorduğunda ne diyeceksin? Bak, diyor ki; “Hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun.” “Bu topluluk beni ilgilendirmedi” dersen sen, ne olacak durumun ahirette? Al-i İmran Suresi, 105; “Kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra, parçalanıp ayrılan ve anlaşmazlığa düşenler gibi olmayın.” Sen parçalanmışsın, ayrılmışsın; mezheplere, tarikatlara, tarikatlar içinde yine gruplara, gruplar içinde yine gruplara ayrılmışsın ve Müslümanlara yönelik nefret dolu ifadelerin var. Ağzına hiç sevgiyi almazsın, şefkati almazsın; dostluğu, kardeşliği almazsın; birlik, bütünlüğü almazsın. Böyle tiplere dikkat edin, hayatlarında sevgiden bahsetmezler. Bakın yazılarına, açın internetten, oradan buradan, gazetelere de bakabilirsiniz. Mesela 500 tane yazısı çıktıysa bir bakın, hangi yazısında sevgiden bahsetmiş, hangi yazısında şefkatten, merhametten, dostluktan, kardeşlikten, birlikten, beraberlikten, İttihad-ı İslam’dan, Türk-İslam Birliği’nden, İslam ahlakının dünya hakimiyetinden bahsetmiş. Bol bol dedikodu, laf sokma, ona buna iftira atsın, buğz etsin, tekvir etsin. Böyle şeyler olursa ahirette bunun hükmünün ne olacağını kendisi görür ahirette, inşaAllah.
Enfal Suresi, 39; bakın Cenab-ı Allah diyor ki, şeytandan Allah’a sığınırım; “Fitne kalmayıncaya ve dinin hepsi Allah'ın oluncaya kadar onlarla mücadele edin.” Bu Mehdiyet değil mi? Bak, “Fitne kalmayıncaya kadar”; fitne ne demek? İslam’ın, Kuran’ın ulaşmadığı, İslam ahlakının yaşanmadığı her yer fitnedir. Sevginin, merhametin, şefkatin olmadığı; terörün, anarşinin olduğu her yer fitnedir. “Ve dinin hepsi Allah’ın oluncaya kadar,” din her yönden dünyaya hakim oluncaya kadar onlarla mücadele edin” diyor. Sen yapıyor musun bunu? Yok. Bu ayet neyi anlatıyor? Mehdiyet’i anlatıyor. Sen diyorsun ki, “Mehdiyet’ten nerede bahsediyor?” İşte burada bahsediyor. O illa istiyor ki, falanca kişi Mehdi’dir diye Kuran’da yazsın istiyor. Böyle yazmaz. İslam aleminin lideri olan kişiye biz Mehdi (a.s) diyoruz. Ve o topluluğa, İslam’ı dünyaya hakim eden, vesile olan topluluğa Mehdiyet grubu diyoruz, Mehdi topluluğu diyoruz.
Şura Suresi, 13; “Dini (İslam’ı) dosdoğru ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin.” Mezheplere, cemaatlere, gruplara ayrılıp birbirinizle uğraşmayın. Birbirinizi tekfir etmeyin. Birbirinizle mücadele etmeyin. Birbirinizi sevin, dost olun. Yemeğinize gidin. İftarlara gidin. Kardeş olun, birbirinizin evine gidin, komşuluk edin, sohbet edin. Birbirinizi koruyup, kollayın. İyi günde, zor günde birbirinize destek olun. Ayetin anlamı bu.
Şura Suresi, 14; şeytandan Allah’a sığınırım, “Onlar, kendilerine ilim geldikten sonra,” yani Kuran’ın bilgisi, İttihad-ı İslam’ın önemi, Türk-İslam Birliği ile ilgili bütün bilgiler geldikten sonra, “yalnızca aralarındaki 'tecavüz ve haksızlık' dolayısıyla ayrılığa düştüler.” Enaniyet, gurur ve kibirden ayrılığa düşüyorlar. Allah bunu telin ediyor işte, Kuran’da. Bunun hesabını verecekler ahirette, bu ayetlerin.
Enfal Suresi, 46; “Çekişip birbirinize düşmeyin, çözülüp yılgınlaşırsınız, gücünüz gider.” Alevi, Sünni, Bektaşi, Vahhabi; birbirinize yönelip düşmanca bakış açınız olmasın. Birbirinizden nefret etmeyin. “Çekişip birbirinize düşmeyin, çözülüp yılgınlaşırsınız, gücünüz gider.” Şimdi çözülüp yılgınlaşmadılar mı? Çözülüp yılgınlaştılar. Güçleri gitmedi mi? Gitti. Bak, “Amerika’dan çekiniyoruz” diyorlar, “İsrail’den çekiniyoruz” diyorlar. Türk-İslam Birliği’ne yanaşmayan bayağı bir insan var. Bu ayetin hükmü ahirette sorulacak, inşaAllah.
Enfal Suresi, 73; “İnkâr edenler birbirlerinin velileridir”. Deccaliyet, deccal orduları birbirilerinin velileridir. “Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız),” birbirinizi desteklemezseniz,“yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat),” anarşi ve terör,“olur” diyor Allah. Sen bunu yapıyor musun? Yapmıyorsun. Yapana destek oluyor musun? Olmuyorsun.Bu ayetin de hesabını vereceksin, inşaAllah.
Şura Suresi, 39; “Ve haklarına tecavüz edildiği zaman,” Afganistan’a, Irak’a, Moro’ya, Çad’a saldırıldığında; küfür, tuğyan, dalalet Müslümanın ırzına, namusuna, dinine, imanına saldırdığı zaman, “birlik olup karşı koyanlardır” diyor. Sen birlik olup savundun mu? Olmadın. Birlik olmak için gayret ettin mi? Etmedin. İşte bu birlik olması için yapılan gayrete Mehdiyet diyoruz biz, Mehdilik hareketi deniyor, inşaAllah. Birlik olup karşı koyuyorsan başında bir lider olur. Topluca karşılık verirsen ilimle, bilgiyle, akılla, sevgiyle, bunun adına biz Mehdiyet diyoruz.
Saff Suresi, 4; “Şüphesiz Allah, Kendi yolunda, sanki birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi,” binalar var ya, birbirine yapışık binalar,“saf bağlayarak mücadele edenleri Allah sever” diyor. Sen bunu yapıyor musun? Yok. Sen internet sayfalarından, oradan buradan, kudurmuş gibi Müslümanlara saldıracaksın, iftira atacaksın, hakaret edeceksin, tekfir edeceksin, İttihad-ı İslam’a karşı olacaksın, Türk-İslam Birliği’ne karşı olacaksın, Mehdiyet’e karşı olacaksın. Sonra da kendini doğru yolda zannediyorsun. Kuran’ın bu hükmüne giriyorsun. Ahirette bu hükmü açıklamak durumunda kalacaksın. Tabii açıklayabilirsen.
En’am Suresi, 159; “Gerçek şu ki, dinlerini parça parça edip kendileri de gruplaşanlar, sen hiçbir şeyde onlardan değilsin. Onların işi ancak Allah'adır. Sonra O, işlemekte olduklarını kendilerine haber verecektir.” Bak, “Gerçek şu ki, dinlerini parça parça edip,” adam parça parça etmemiş mi dinini? Kendileri de gruplaşmamış mı? “Kendileri de gruplaşanlar” diyor. “Sen hiçbir şeyde onlardan değilsin.” İşte burada Mehdi (a.s)’a hitap var. Mehdi (a.s) çünkü gruplaşmayı ve dinin parça parça olmasını kabul etmiyor. Mehdi cemaati ve Mehdi (a.s) kabul etmez. Biz de kabul etmiyoruz Mehdiyet grubu olarak, çünkü biz de Mehdi (a.s) talebesiyiz. Ben de Mehdi (a.s) talebesiyim ve kabul etmiyorum. Tabii şu an zaruri olarak mezhepler var. Ama Mehdi (a.s.) çıktığında mezhepler kalkıyor, gruplar kalkar. Cemaatler, tarikatlar olmaz. Bütün Müslümanlar, hepsi ittifak halinde olacaklar. Bütün Türklük alemi, bütün İslam alemi bir bütün; blok, bütün olacak, inşaAllah.
Al-i İmran Suresi, 104. O kadar çok ayet var ki; “Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır.” İşte bu Mehdi cemaatidir, inşaAllah.
“Size ne oluyor ki, Allah yolunda ve: "Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar” mesela Afganistan, Irak, “Bize Katı’ndan bir veli (koruyucu sahip) gönder, bize Katı’ndan bir yardım eden yolla."” Bu nedir? Mehdi (a.s.), Mehdi (a.s.) beklentisi işte, Kuran’da açık açık geçiyor. “Katı’ndan bir veli” nedir? Koruyucu, sahip; ‘Sahib-i Zaman’ değil mi Mehdi (a.s)’ın lakabı? “...gönder. Bize Katı’ndan bir yardım eden yolla.” Nedir bu, Müslümanların lider istemesinin sebebi? İşte Mehdi (a.s)’ı beklemeleri. “…diyen erkekler, kadınlar ve çocuklardan zayıf bırakılmışlar adına niye mücadele etmiyorsunuz?” diyor Allah; Nisa Suresi, 75’te.
Nisa Suresi, 76; “İman edenler Allah yolunda mücadele ederler; inkar edenler ise tağut yolunda mücadele ederler. Öyleyse şeytanın” deccalin “dostlarıyla mücadele edin. Hiç şüphesiz, şeytanın,“ deccaliyetin, “hileli-düzeni pek zayıftır” diyor Allah. Darwinizm, materyalizm gibi pek zayıf, vurdun mu gidiyorlar.
Nisa Suresi, 84; “Artık sen Allah yolunda mücadele et, kendinden başkasıyla yükümlü tutulmayacaksın. Mü'minleri hazırlayıp-teşvik et.” Ben ne yapıyorum? Müminleri hazırlayıp teşvik ediyorum. İttihad-ı İslam’a, Türk-İslam Birliği’ne. Demek ki bu Allah’ın hükmü. “Mü'minleri hazırlayıp-teşvik et. Umulur ki Allah, küfredenlerin,” materyalist, Darwinist, ateist düşüncenin, “ağır-baskılarını,” televizyonlardan, radyolarda, internetten yaptıkları; müşriklerin, münafıkların, yobazların,“ağır-baskılarını geri püskürtür. Allah, 'kahredici baskısıyla' daha zorlu, acı sonuçlandırmasıyla da daha zorludur.” Yani Mehdiyet’i yenmenin imkanı olmadığını söylüyor Allah.
Sayın Adnan Oktar’ın 8 Kasım 2013 tarihli sohbetinden Al-i İmran Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Cenab-ı Allah diyor ki, Al-i İmran Suresi, 101, şeytandan Allah’a sığınırım; “Allah'ın ayetleri size okunuyorken” Kuran ayetleri, hurafe değil. Zırvalar değil. Uydurmalar değil. “Allah’ın ayetleri okunuyorken” Kuran’da bak başka hiçbir hükümle karşılaşmazsınız. Hep Allah’ın ayetlerine, hep Kuran’a dikkat çekilir, yüzlerce ayet, hep Kuran’a, hiçbir şekilde hurafeye dikkat çekilmemiştir. Yani çekilmiştir de yererek, fitne olduğunu ve bela olduğunu söyleyerek dikkat çekilmiştir ve uyanların da cehenneme düşeceği söylenmiştir, Allah tarafından cehenneme atılacağı söylenmiştir. “Ve O'nun elçisi içinizdeyken” Peygamberimiz (s.a.v.), “nasıl oluyor da inkar ediyorsunuz?” diyor Cenab-ı Allah. Nasıl oluyor hurafelere gidiyorsunuz? “Kim Allah'a sımsıkı tutunursa,” bak, “kim Allah’a sımsıkı tutunursa” ne bu? Kuran. Kuran’a sımsıkı tutunursa, Kuran’a tutunmak, Allah’a tutunmak oluyor. Uhretul Vuska, Hablullah-ul Metin, Allah’ın kopmaz, koparılmaz ipi. “Kim Allah’a sımsıkı tutunursa artık elbette o, dosdoğru olan bir yola iletilmiştir.” (Ali İmran Suresi / 101) Sırat-al müstakim, Fatiha’da geçen, sırat-al müstakim, Allah’ın dosdoğru yolu, dümdüz yolu. Öbür türlü, İslam aleminin başına gelen belaların nedeni doğru yolu bırakıp virajlara girdiler. Her virajda bir belayla karşılaştılar. Her virajda belayla karşılaşmaya devam ediyorlar.
“Ey iman edenler, Allah'tan nasıl korkup-sakınmak gerekiyorsa öylece korkup-sakının” bak, “Allah’tan korkun, sakının ve Kuran’a tam uyun” diyor Allah. “Ve siz, ancak Müslüman olmaktan başka (bir din ve tutum üzerinde) ölmeyin.” (Ali İmran Suresi / 102) Müslüman olarak, yani başka bir inanç, başka bir mezhep, başka bir akıl, başka bir yol üzerine değil, sadece Müslüman olarak. Yani “Kuran’a uyan Müslüman olarak ölün” diyor Allah, bakın, “Kuran’a uyan Müslüman.” Burada çok büyük bir tehdit var, dikkat edilmesi lazım. “Mezhebe göre” demiyor bak Allah. “Saf Kuran’a dayalı İslam’a göre ölün” diyor Allah.
“(Hepiniz), Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın.” Allah’ın ipi ne? Uhretul Vuska, Hablullah-ul Metin, Allah’ın kopmaz, koparılmaz ipi; Kuran. “(Hepiniz), Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın.” Kuran’a sımsıkı sarılın. Bak, sımsıkı Kuran’a sarılın. “Dağılıp ayrılmayın.” Mezheplere, tarikatlara, cemaatlere ayrılıp birbirinizle uğraşmayın. Birbirinize muhalif olmayın. “Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmanlar idiniz.” “Birbirinizle uğraşıyordunuz” diyor Allah. “O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz O'nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız.” İslam ümmeti olarak, saf Müslüman olarak. “Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı.” Bak, şu an İslam alemi ateş çukurunun içine düştü işte. Şu an battılar. Ayetin açıkladığı olay bu. Bak, “Siz tam ateş çukurunun kıyısındayken” bütün İslam alemi ateş çukurunun içine düştü, büyük bölümü. Çok küçük bir bölümü ateş çukurundan beri şu an. “Oradan sizi kurtardı” diyor Cenab-ı Allah. İşte Hz. Mehdi (a.s) bu ateş çukurundan Müslümanları kurtaracak; Kuran’a sarılarak. Ne diyor Allah? Bak, “Uhretul Vuska, Allah’ın kopmaz, koparılmaz ipi” diyor, “doğru yol.” Sürekli Kuran’a dikkat çekme var. “Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini böyle açıklar.” (Ali İmran Suresi / 103) Hurafeleri demiyor, ayetlerini Kuran ayetlerini açıklıyorum diyor, hurafe dese hurafe derdi Allah. Ayet, Kuran ayeti. ”Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Bu imam Hz. Mehdi (a.s)’a bakan ve cemaatine de bakan bir ayet, ağırlıklı olarak bakan bir ayet. “Kurtuluşa erenler işte bunlardır ” diyor Allah. “Kurtuluşa erenler işte bunlardır” nasıl bir kurtuluş? Bütün dünyanın kurtuluşu. Bak “kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra” hangi belge? “Hurafe” diyor adam. Kardeşim belgeyi açıklıyor Kuran. Allah’ın kopmaz koparılmaz ipinden bahsediyor, doğru yoldan bahsediyor. “Kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra” dediği, apaçık belge; Kuran ayetleridir. “Parçalanıp ayrılan” parçalanıp bak Müslüman’a alemi paramparça şu an görüyorsunuz, lime lime, paramparçalar, “ayrılan ve anlaşmazlığa düşenler” adam diyor ki ‘anlaşmazlığa düşmek hayır hikmet, güzelliktir’ diyor. ‘Ümmetimin ihtilafında rahmet var diyor’ diyor ‘peygamber.’ Kardeşim bak anlaşmazlığa “anlaşmazlığa düşenler gibi olmayın” diyor. Adam anlaşmazlığa düşmüş, onda ‘rahmet var’ diyor. Allah haram olduğunu söylüyor, fitne ve bela olduğunu söylüyor, o da ‘hayır var, çok güzel oldu’ diyor. ‘Ümmetin ihtilafında rahmet var’ diyor. Ümmetin ihtilafında felaket var. Hadisin doğrusu bu. Felaketi kaldırmış, rahmeti koymuşlar. Neden paramparça İslam alemi? Rahmet, Kuran’a uyarsan rahmet olur. Kuran’ı paramparça edersen sen, nasıl rahmet oluyor. Bak dört mezhep var, dördününde helalleri haramları ayrı. Dört ayrı din. Bak “parçalanıp ayrılan ve anlaşmazlığa düşenler gibi olmayın. İşte onlar için büyük bir azap vardır” diyor. Allah’a inanıyorsun, Allah azapla tehdit ediyor. ‘Yok, rahmet var’ diyor. Kardeşim rahmet var demiyor Allah, “azap var” diyor. Ümmetin ihtilafında azap var, doğrusu bu. Ümmetin ayrılığında felaket var, azap var. Ayet, Kuran ayeti veriyor. Allah “yüzleri kapkara kesilecek” diyor onlara ve “ imanınızdan sonra inkar ettiniz öyle mi?" Önce iman ediyor, ‘elhamdülillah Müslüman’ım’ diyor, güzel, La İlahe İllaAllah Muhammeden Resulullah.’ Dinin ne, diyorsun, mezhebini açıklıyor. Kardeşim sen Kuran’a uymakla mükellef değil misin? Sen mezhebe uyuyorum diyorsun. Nerede Kuran’da öyle mezhebe uymak? Allah sadece Kuran’a uymaktan bahsediyor. Sen mezhebe uymayı nereden çıkarttın? ‘Ya’ diyor, ‘ümmetin ihtilafında rahmet vardır’ diyor. “Azap vardır” diyor ayette. Ümmetin ihtilafında azap vardır diyor, rahmet vardır demiyor. Rahmet, Kuran’a uyarsan rahmet var. “Bunlar sana hak olarak okumakta okuduğumuz Allah’ın ayetleridir.” Hiç hurafeye dikkat çekilmiyor, hep Allah’ın ayetlerine. “Allah, alemlere zulüm isteyen değildir.” Zulmü insanlar istiyor, Allah da bela veriyor. Suriye kan gölü. Kaç çeşit mezhep, kaç çeşit tarikat, kaç çeşit cemaat. Binlerce, binlerce şu an ekol var Suriye’de binlerce. Sırf muhalifler bile bin kusur gruptan oluşuyor. Uçsuz bucaksız mezhepler, cemaatler, tarikatlar, paramparça. Hepsi birbirine muhalif. “Siz, insanlar içinden çıkarılmış hayırlı bir ümmetsiniz” kim bu? Hz. Mehdi (a.s) ve cemaati inşaAllah, Müslümanlar, “maruf (iyi ve İslam’a uygun) olanı emreder, münker olandan sakındırır” Kuran’a uygun olarak “ve Allah’a iman edersiniz.” Güçlü bir iman. “Kitap Ehli de inanmış olsaydı, elbette kendileri için hayırlı olurdu.” “Onlar da iman etseydi, onlar içinde hayırlı olurdu” diyor Allah. Kitap ehli, Hristiyan ve Museviler. “İçlerinden iman edenler vardır” bak ehli Kitabın hepsi inkar ediyor demiyor Allah, “içlerinden iman edenler vardır” diyor. “Fakat çoğunluğu fıska sapanlardır” çoğu günahkardır diyor. Hakikaten de öyle, Müslüman alemi de öyle, onlar da öyleler. Bak “Onlardan hepsi bir değildir. Kitap Ehli’nden bir topluluk vardır ki “ Kitap Ehli yani Hristiyan ve Musevilerden bir topluluk, “gece vaktinde ayakta durup Allah’ın ayetlerini okuyarak secdeye kapanırlar.” Göster o resimleri Musevilerin secdeye kapanan. Bak ne diyor "gece vaktinde” onların ibadet vakti olan vakit. Ayakta durarak yapıyorlar hakikaten namazlarını, ayakta eda ediyorlar namazlarını. “Allah’ın ayetlerini okuyarak secdeye kapanırlar. Bunlar, Allah’a ve ahiret gününe iman eder, maruf olanı emreder, münker olandan sakındırır ve hayırlarda yarışırlar. İşte bunlar salih olanlardır” diyor Allah. Ehli Kitap’tan bu İnsanlar. Kuran bunların bu tavrını övüyor, Cenab-ı Allah. Bak “Bunlar, Allah’a ve ahiret gününe iman eder” diyor, Allah’a da iman ediyor, ahiret gününe de inanıyor. Maruf olanı emrediyor, münkerden sakındırıyor, hayırlarda yarışıyor “ işte bunlar salih olanlardır” bunlar samimi olanlardır diyor Allah ve “onların hepsi bir değildir” diyor bak Ehli Kitap için. “Kitap Ehli’nden bir topluluk vardır ki” Hristiyanlardan ve Musevilerden topluluklar. “Gece vaktinde ayakta durup Allah’ın ayetlerini okuyarak secdeye kapanırlar.” Tabii bu aynı zamanda Hz. İsa Mesih (a.s)’ın talebelerine bakıyor bu ayet, yani bak “Kitap Ehli’nden bir topluluk” Hz Mehdi (a.s) cemaatine bakan ayetler de var ama bunlar Kitap Ehli’nden, Hz. İsa Mesih (a.s)’ı talebeleri. “Gece vaktinde ayakta durup Allah’ın ayetlerini okuyarak secdeye kapanırlar.” Muhammed-i Hristiyanlar, Muhammed-i Museviler.
Bakın, ayetteki ifadeler; “Çeneleri üstüne” diyor zaten ayette, onlar da çeneleri üstüne kapanıyor. Müslümanlar alnının üstünedir, onlar da çenelerinin üstünedir. Kuran da detay olarak verilmiş o, çenelerinin üstüne secde ederler diye.
Sayın Adnan Oktar’ın 19 Aralık 2013 tarihli sohbetinden Müminlerin arasını düzeltmek ile ilgili ayetlerin açıklaması.
ADNAN OKTAR: Bak diyor ki Cenab-ı Allah Hucurat Suresi, 10; “müminler ancak kardeştirler, öyleyse kardeşlerinizin arasını bulup düzeltin” Önce bulun arasını bulun, ondan sonra da düzeltin. “Ve Allah’tan korkup sakının. Umulur ki esirgenirsiniz”. “Allah’tan korkun” diyor Cenab-ı Allah.
“Allah’ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın” İslam’a, Kuran’a ama hepiniz, bütün Müslümanlar. “Dağılıp ayrılmayın” Cemaatler gruplar, paramparça olmayın. “Ve Allah’ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın” Şeytandan Allah’a sığınırım; “Hani siz düşmanlar idiniz” Birbirinize haset eden, birbiriyle mücadele eden düşmanlar idiniz. “O kalplerinizin arasını uzlaştırıp ısındırdı” Demek kalplerin arasını uzlaştırmak gerekiyor ve ısındırmak gerekiyor. Cenab-ı Allah kullarını vesile ediyor, inşaAllah. “Ve siz onun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız” Demek ki müminler kardeşler olarak sabahlayacaklar. “Yine siz tam ateş çukurunun kenarındayken” Şuan mesela İslam alemini Müslümanlar yok etmek istiyorlar. Ateş çukurunun kenarında müminler. İslamofobi yaygın, her yerde Müslümanları kitle halinde öldürüyorlar, şehit ediyorlar. “Yine siz tam ateş çukurunun kıyısındayken oradan sizi kurtardı” Mehdiyetle kurtaracak inşaAllah Cenab-ı Allah. “Umulur ki hidayete erersiniz” Yani Mehdiyet zaten hidayete vesile olma anlamına geliyor. “Umulur ki hidayete erersiniz diye Allah size ayetlerini böyle açıklar.” Al-i İmran Suresi, 103.
Enfal Suresi, 1 şeytandan Allah’a sığınırım; “eğer mümin iseniz” diyor Allah. Bak “eğer mümin iseniz Allah’tan korkup sakının ve aranızı düzeltin. Allah’a ve Resul’üne itaat edin” “Aranızı düzeltin” diyor Cenab-ı Allah. Haramdır Müslümanların arasının bozulması, haramdır. “Eğer mümin iseniz” diyor Allah, bak şart koşuyor Allah. “Korkup sakının ve aranızı düzeltin. Allah’a ve Resul’üne itaat edin”
Enfal Suresi, 46 “Allah ve Resulü’ne itaat edin” Şeytandan Allah’a sığınırım. “çekişip birbirinize düşmeyin, çözülüp yılgınlaşırsınız” “Çözülürsünüz, gücünüz gider” diyor Allah. Ve arkasından “yılgınlaşırsınız” Başıbozuk, ezik hale gelirsiniz, herkes sizi ezer. “Gücünüz gider” diyor. Caydırıcı gücünüz olmaz. “Sabredin. Şüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir” Enfal Suresi, 46.
Diyor ki Cenab-ı Allah Enfal Suresi, 73’de; “İnkar edenler birbirlerinin velileridir.” Mesela komünistler bütün dünyanın her yerinde birbirlerini destek ediyorlar. Birbirlerine yardım ediyorlar, birçoğu öyle. “Eğer siz bunu yapmazsanız” Müslümanlar bunu yapmazsa “birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız yeryüzünde bir fitne” Bak bütün yeryüzünde ama. “bir fitne ve büyük bir bozgunculuk fesat olur.” “Bütün İslam alemine yönelik bir bozgun meydana gelir” diyor. “Büyük bir fesat olur, İslam alemi birbirine girer, mahvolursunuz” diyor Allah Enfal Suresi, 73.
Al-i İmran Suresi 105; “Kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra” Kuran’ın hükmü açıklandıktan sonra “parçalanıp ayrılan” Cemaatlere, tarikatlara, mezheplere ayrılan, parçalanıp ayrılan “ve anlaşmazlığa düşenler gibi olmayın” Şuan olduğu gibi “anlaşmazlığa düşenler gibi olmayın” Haram. “İşte onlar için büyük bir azap vardır” diyor, Allah. Al-i İmran Suresi 105.
Hucurat Suresi, 9; “Müminlerden iki topluluk çarpışacak olursa” Birbirleriyle mücadeleye, birbirleriyle kavgaya, birbirleriyle zıtlaşmaya gidecek olurlarsa. “Aralarını bulup düzeltin” Farz. Yaparsın, yapamazsın o ayrı mesele. Yani sen buna niyet edip gayret etmekle mükellefsin. Takdir Allah’tan. Yani yapamazsan yapamazsın. Gayret edeceksin. “Aralarını bulup düzeltin. Şayet biri diğerine saldırıda bulunacak olursa, artık saldırıda bulunanla Allah’ın emrine dönünceye kadar mücadele edin” Tek taraflı biri birine saldırıyorsa ona karşı durdurmaya çalışın. “Eğer sonunda Allah’ın emrini kabul edip” Yani Kuran’ın hükmünü kabul edip kardeş olursa dönerse. “Bu durumda adaletle aralarını bulun” İki tarafı dengeleyin, adaletle bulun. “Ve her konuda adil davranın” adaletli davranın, makul, mutedil, adaletli davranın. “Şüphesiz Allah adil olanları, adaletle davrananları sever” Mehdiyet’in temel özelliğidir adalet. Hucurat Suresi, 9.
Cenab-ı Allah Enfal Suresinde şeytandan Allah’a sığınırım; “Allah’a ve Resul’üne itaat edin” Yani Peygamberimiz (s.a.v.)’e bağlılık, Kuran’a itaat. “Çekişip birbirinize düşmeyin” Bu çekişip birbirinize düşmeyin ayetini kardeşlerimiz paylaşsınlar, inşaAllah. “8. Sure 46, çekişip birbirinize düşmeyin.”