Sayın Adnan Oktar'ın 7 Şubat 2010 tarihli röportajından Ali İmran Suresi ile ilgili açıklamalar.
CİHAT GÜNDOĞDU: “Her nerede bulunurlarsa bulunsunlar -Allah'ın ipine ve insanların ipine (ahdine) sığınanlar başka- onlara zillet (zorluk damgası) vurulmuştur.” Kuran’ı anlamadıkları ifade ediliyor. “Sana Kitab’ı indiren O'dur. Ondan, Kitab’ın anası (temeli) olan bir kısım ayetler muhkem'dir; diğerleri ise müteşabihtir. Kalplerinde bir kayma olanlar, fitne çıkarmak ve olmadık yorumlarını yapmak için ondan müteşabih olanına uyarlar. Oysa onun tevilini Allah'tan başkası bilmez. İlimde derinleşenler ise: ‘Biz ona inandık, tümü Rabbimiz'in Katındandır’ derler. Temiz akıl sahiplerinden başkası öğüt alıp-düşünmez” diye buyruluyor, Al-i İmran Suresi, 7. ayette.
ADNAN OKTAR: Münafıklarda işte en bariz, benim günlerden beri anlattığım odur. Bak, evlilik sünnetini iyi yapar münafık. Yemek yeme ile ilgili bütün sünnetleri çok iyi yapar. Hac’da gezme gibi, gider onu çok iyi yapar. Namaz kılar, “onları namazları bir gösteriştir” diyor. Tehlikeye giremez, yani mesela Allah uğrunda hapse düşmek, hakarete uğramak, iftiraya uğramak, ezilmek, böyle tecrit edilmek, sosyal baskı görmek, işinden atılmak, evlenememek gibi zorluklara giremez. Yani, mesela mesleğine bir şey demiyorsan, malına mülküne bir zarar gelmiyorsa, namaz kılar yani namazdan bir şey kaybetmez o. Oruç da tutuyor yani, hata birçok yerde, iş yerinde veyahut oruç tutuyorsa, dinsizler de oruç tutuyorlar, yani onlarla beraber çünkü mecbur hissediyor kendini. Yani ben de tutayım, ayıp olur gibisinden tutuyor. Veyahut da iyi geliyor sağlığıma diyor, kilo almıştım biraz diyor. Diyet olarak tutuyor tabii. Hakikaten iyi geliyor bana diyor, açılıyorum diyor, oruç tutuğumda diyor. Yemek yemek vaktimi alıyor diyor. Oruç tuttuğumda vaktim de iyi oluyor diyor. Ama zorlu savaşlara gelemiyorlar, zorlu mücadelelere. Mesela Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in sahabeler ile yaptığı bir mücadele var. İki taraftan sıkıştırılıyor Müslümanlar; bir üstten ve alttan, iki taraftan. Sapır sapır münafıklar dökülmeye başlıyor böyle ortamda. Diyorlar ki, bir kısmı diyor ki, Allah hakkında zanlara başladılar diyor, Allah hakkında. Allah var mı, yok mu, onu şey yapıyor. Bir kısmı Resulullah (s.a.v.) hakkında zanlara başlıyorlar. Bir kısmı da, Peygamber (s.a.v.)’in onları kandırdığını söylüyor. Yani bak diyor işte, bugün artık bittik diyor, her taraftan sarıldık, bizi öldürecekler diyor. Hani Allah vardı diyor, hani Peygamber (s.a.v.) doğruydu diyor (haşa). Peygamber (s.a.v.) bizi kandırdı diyor. Sonunda Müslümanlar gene zafer kazanıyorlar ki şehit de olabilirler orada, hepsi şehit de olabilir, o da bir hayırdır. Sonra kişilikleri ortaya çıkmış oluyor işte o ortamda. Yani mesela hicrette ortaya çıkıyor, Peygamber (s.a.v.) ile birlikte hicret etmek istemiyorlar. Malı var, mülkü var, karısı var bırakmak istemiyor, çoluğu çocuğu. Yani putunu bırakamıyor.
SUNUCU: Samimiyetli olanlar o zaman ayrışıyor değil mi?
ADNAN OKTAR: Tabii, onda ayrışıyor. Yoksa onun dışında, zor görmenin dışında bir müminin ortaya çıkması olmuyor, inşaAllah.
Sayın Adnan Oktar'ın 7 Şubat 2010 tarihli röportajından Ali İmran Suresi ile ilgili açıklamalar.
CİHAT GÜNDOĞDU: “Her nerede bulunurlarsa bulunsunlar -Allah'ın ipine ve insanların ipine (ahdine) sığınanlar başka- onlara zillet (zorluk damgası) vurulmuştur.” Kuran’ı anlamadıkları ifade ediliyor. “Sana Kitab’ı indiren O'dur. Ondan, Kitab’ın anası (temeli) olan bir kısım ayetler muhkem'dir; diğerleri ise müteşabihtir. Kalplerinde bir kayma olanlar, fitne çıkarmak ve olmadık yorumlarını yapmak için ondan müteşabih olanına uyarlar. Oysa onun tevilini Allah'tan başkası bilmez. İlimde derinleşenler ise: ‘Biz ona inandık, tümü Rabbimiz'in Katındandır’ derler. Temiz akıl sahiplerinden başkası öğüt alıp-düşünmez” diye buyruluyor, Al-i İmran Suresi, 7. ayette.
ADNAN OKTAR: Münafıklarda işte en bariz, benim günlerden beri anlattığım odur. Bak, evlilik sünnetini iyi yapar münafık. Yemek yeme ile ilgili bütün sünnetleri çok iyi yapar. Hac’da gezme gibi, gider onu çok iyi yapar. Namaz kılar, “onları namazları bir gösteriştir” diyor. Tehlikeye giremez, yani mesela Allah uğrunda hapse düşmek, hakarete uğramak, iftiraya uğramak, ezilmek, böyle tecrit edilmek, sosyal baskı görmek, işinden atılmak, evlenememek gibi zorluklara giremez. Yani, mesela mesleğine bir şey demiyorsan, malına mülküne bir zarar gelmiyorsa, namaz kılar yani namazdan bir şey kaybetmez o. Oruç da tutuyor yani, hata birçok yerde, iş yerinde veyahut oruç tutuyorsa, dinsizler de oruç tutuyorlar, yani onlarla beraber çünkü mecbur hissediyor kendini. Yani ben de tutayım, ayıp olur gibisinden tutuyor. Veyahut da iyi geliyor sağlığıma diyor, kilo almıştım biraz diyor. Diyet olarak tutuyor tabii. Hakikaten iyi geliyor bana diyor, açılıyorum diyor, oruç tutuğumda diyor. Yemek yemek vaktimi alıyor diyor. Oruç tuttuğumda vaktim de iyi oluyor diyor. Ama zorlu savaşlara gelemiyorlar, zorlu mücadelelere. Mesela Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in sahabeler ile yaptığı bir mücadele var. İki taraftan sıkıştırılıyor Müslümanlar; bir üstten ve alttan, iki taraftan. Sapır sapır münafıklar dökülmeye başlıyor böyle ortamda. Diyorlar ki, bir kısmı diyor ki, Allah hakkında zanlara başladılar diyor, Allah hakkında. Allah var mı, yok mu, onu şey yapıyor. Bir kısmı Resulullah (s.a.v.) hakkında zanlara başlıyorlar. Bir kısmı da, Peygamber (s.a.v.)’in onları kandırdığını söylüyor. Yani bak diyor işte, bugün artık bittik diyor, her taraftan sarıldık, bizi öldürecekler diyor. Hani Allah vardı diyor, hani Peygamber (s.a.v.) doğruydu diyor (haşa). Peygamber (s.a.v.) bizi kandırdı diyor. Sonunda Müslümanlar gene zafer kazanıyorlar ki şehit de olabilirler orada, hepsi şehit de olabilir, o da bir hayırdır. Sonra kişilikleri ortaya çıkmış oluyor işte o ortamda. Yani mesela hicrette ortaya çıkıyor, Peygamber (s.a.v.) ile birlikte hicret etmek istemiyorlar. Malı var, mülkü var, karısı var bırakmak istemiyor, çoluğu çocuğu. Yani putunu bırakamıyor.
SUNUCU: Samimiyetli olanlar o zaman ayrışıyor değil mi?
ADNAN OKTAR: Tabii, onda ayrışıyor. Yoksa onun dışında, zor görmenin dışında bir müminin ortaya çıkması olmuyor, inşaAllah.