Sayın Adnan Oktar'ın Kaçkar TV'deki canlı röportajı (1 Aralık 2010)
ADNAN OKTAR: “Biz de dedik ki; ‘ey ateş İbrahim (a.s.)’e karşı soğuk ve esenlik ol’” (Enbiya Suresi, 69), yani Hz. İbrahim (a.s.) yanmıyor, yanmayacak kurtulacak inşaAllah ve kurtuldu. “Ona bir düzen kurmak istediler, fakat Biz onları daha çok hüsrana uğrayanlar kıldık”, o kurdukları tuzağı tepelerine çevirdim” diyor Cenab-ı Allah. Mehdi (a.s.)’da da mesela Mehdi (a.s.)’ın aleyhinde haberler çıkacak, Mehdi (a.s.) daha tanınacak. Mehdi (a.s.)’ın aleyhinde tuzak hazırlayacaklar daha tanınmasına sebep olacak. Mehdi (a.s.)’ı orada burada kötüleyenler Mehdiyet'in çığ gibi yayılmasına sebep olacaklar. Hatta Peygamberimiz (s.a.v.) diyor ki; “Deccal, Mehdi (a.s.)’ı yakalar sırtını döve döve işkence yapmaya başlar Mehdi (a.s.)’a ve Mehdi (a.s.)’ın sırtı dövüldükçe Mehdi (a.s.) genişlemeye başlar” diyor. Genişler, genişler, genişler, dünyaya hakim olur. Demek ki Mehdi (a.s.)’a saldırılacak, saldırıldıkça ünü ve şanı dünyaya yayılacak ve gücü artacak. Saldıranlar saldırdıklarına pişman olacaklar, sürekli gündem olacak Mehdi (a.s.) inşaAllah.
“Ve onları Kendi emrimizle hidayete yönelten (Mehdi’lik yapan) önderler kıldık ve onlara hayrı kapsayan fiilleri- namaz kılmayı ve zekat vermeyi vahyettik. Onlar bize ibadet edenlerdi” (Enbiya Suresi, 73), 1984 yapıyor ebcedi. Mehdi (a.s.)’ın tarihini veriyor inşaAllah.
Sayın Adnan Oktar'ın 8 Şubat 2010 tarihli röportajından Enbiya Suresi ile ilgili açıklamalar.
A9TV Televizyonu Adnan Oktar Harun Yahya Sohbetler Belgeseller A9 TV Yeni Frekansımız: Türksat 3A Uydusu FREKANS: 12524 Dikey Batı Sembol Oranı: 22500
Sayın Adnan Oktar'ın 2 Mayıs 2010 tarihli röportajından Enbiya Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım. Hepsi aşağı yukarı o anlama gelir. Bakın diyor ki; “(İbrahim) Hani babasına ve kavmine demişti ki: ‘Sizin, karşılarında bel büküp eğilmekte olduğunuz bu temsili heykeller nedir?’” diyor. “Gidip heykellerin önünde bel büküyorsunuz, hazır ola geçiyorsunuz. Bu nedir böyle?” diyor. “Biz atalarımızı bunlara tapıyor bulduk dediler” diyor. Şeytan, iblis taraftarları, tuğyanla delalet o zamanın Deccal ordusu. “Dedi ki: ‘Andolsun, siz ve atalarınız apaçık bir sapıklık içindesiniz’”. İşte bak farzı yerine getiriyor. Deccalle savaşıyor. Ve o devrin Mehdi’si Hz. İbrahim (a.s.). Füruat değil bu. “Sen bize gerçeği mi getirdin, yoksa (bizimle) oyun oynayanlardan mısın?" diyorlar Hz. İbrahim (a.s.)’a. “"Hayır" dedi. "Sizin Rabbiniz göklerin ve yerin Rabbidir.” İman hakikatlerini anlatıyor. “Onları kendisi yaratmıştır”. “Göğü de yeri de Allah yaratmıştır” diyor. “Ve ben de buna şehadet edenlerdenim”. “Şahidim ben de” diyor. “Andolsun Allah'a”, Allah’a yemin ediyor. “Sizler arkanızı dönüp gittikten sonra, ben sizin putlarınıza muhakkak bir tuzak kuracağım”. Müslümanın putlarla mücadelesi farzdır. Ve “tuzak kuracağım” diyor bakın. “Normal bir yöntem kullanmayacağım”, diyor. “Tuzak kuracağım” diyor. Tuzak. Bu çok manidar. “Böylece o, yalnızca büyükleri hariç olmak üzere” en büyük puta dokunmuyor. “Tuzak kuracağım” dedi ya bak. “Böylece o, yalnızca büyükleri hariç olmak üzere onları paramparça etti”, yerle bir ediyor. O zamanın Darwinist, metaryalist felsefesini yerle bir ediyor. “Belki ona başvururlar diye”; puta ellemiyor. Öbür puta. Yani alay etmek için, aşağılamak için ellemiyor. Aşağılayarak putu yok ediyor. Yani överek putu yerle bir etmiş oluyor. Aşağılamanın bir yöntemi. “Bizim ilahlarımıza bunu kim yaptı? Şüphesiz o, zalimlerden biridir dediler” diyor. Evinde oturmuyor demek ki. Bak, namaz kılıp evinde otursa hiçbir şey olmaz, Hz. İbrahim (a.s.)’a, değil mi? Gidip putlarla göğüs göğse mücadele ediyor. Tuzak kuruyor, oyun kuruyor. “Kendisine İbrahim denilen bir gencin bunları diline doladığını işittik dediler” diyor. Niye başkasına demiyorlar? Niye Necmi Efendi’ye, niye Hasip Efendi’ye demiyorlar da Hz. İbrahim (a.s.)’a diyorlar? Demek ki mücahit farz füruat değil. Farz olan görevi yapıyor, Deccaliyetle mücadele yapıyor. Devrin Mehdi’si. Demek ki önemliymiş. Değil mi? “Dediler ki: "Öyleyse, onu insanların gözü önüne getirin ki ona (nasıl bir ceza vereceğimize) şahid olsunlar."” Evinde oturan adama hiçbir şey olmaz. Namaz kılan, oruç tutan, zekatını veren, hacca giden dedelere amcalara kimseye bir şey olmaz. Başı kapalı evinde oturan hanım hanımcık hanımlara da hiçbir şey olmaz. Kocasının dizinin dibinde oturan. Mücadeleye giren, küfre tuzak kuran, göğüs göğüse mücadele edenlerin başı belaya girer. Hz. İbrahim (a.s.)’ın da bak başı belaya giriyor, elhamdülillah. O zamanın yiğidi, aslanı. “Dediler ki: "Ey İbrahim, bunu ilahlarımıza sen mi yaptın?"” Mahkeme de sorguluyorlar. “Sen mi yaptın?” Biliyorlar da zaten, sorgulama. “"Hayır" dedi. "Bu yapmıştır"” diyor putu gösteriyor. “Var bir gücü yapar”, diyor. “Büyük bir şey, dehşet bir şey” diyor. “Bu onların büyükleridir; eğer konuşabiliyorsa, siz onlara soruverin” diyor. “Öbür putlara sorun” diyor. “Bu yaptı” diyor. “O yüce bir güç olduğuna göre yapar. Niye yapmasın?” diyor. “Siz öyle inanmıyor musunuz?” diyor. “İnanıyorsanız yapar” diyor işte. Darwinistler de demiyor mu? Tesadüfen oldu, bilmem ne falan, aynısı işte. “Bunun üzerine kendi vicdanlarına başvurdular da; "Gerçek şu ki, zalim olanlar sizlersiniz (biziz)" dediler” diyor. “Hakikaten psikopatız biz” diyorlar. “Hakikaten anormaliz” diyorlar. “Sonra, yine tepeleri üstüne ters döndüler.” Küfrün özelliğidir. Yine dengesi bozuluyor, bir iyi bir kötü olur bazen. Bazen makul düşünüyor gibi hemen arkasından sapıtır. Ama sonunda sapıtırlar. “Andolsun, bunların konuşamayacaklarını sen de bilmektesin”. Yani putun ne mal olduğunu onlar da biliyorlar. Ama demek ki söylenemiyormuş, inşaAllah. “Dedi ki: "O halde, Allah'ı bırakıp da sizlere yararı olmayan ve zararı dokunmayan şeylere mi tapıyorsunuz?"” Bak Naciye Teyze gibi evde oturmuyormuş demek ki, başörtüsünü başına çekip değil mi? Pilav yapıp, kocasıyla beraber çala kaşık hoşafla yiyip geğirerek ondan sonra da hacca gidip yan gelip yatmıyorlarmış. Ne yapıyor? Göğüs göğse mücadele ediyor, tehlikeye giriyor. “Yuh size ve Allah'tan başka taptıklarınıza.” Bak görüyor musun yiğitliği? “Siz yine de akıllanmayacak mısınız?” diyor. Mesela şimdinin kodamanları olsa, niye fitne çıkarıyorsun, iş çıkarıyorsun, olay çıkarıyorsun derler değil mi? Otur oturduğun yerde, kıl namazını, evlen güzel, karınla beraber, ondan sonra çocukları da okula gönder, koleje falan değil mi? Sakin sakin yaşa. Senin neyine lazım derler? Bak Hz. İbrahim (a.s.) öyle demiyor ama. “Dediler ki: Eğer (bir şey) yapacaksanız, onu yakın” diyorlar. “Cayır cayır ateşte yakın” diyorlar. “Ve ilahlarınıza yardımda bulunun” diyorlar. Demek ki değil mi evinde misvakla dişini, oturup böyle geğirerek kavun, karpuz yiyip, sünnet diye. İşte dünyayı gezen, Malta’yı şurayı burayı gezen tipler böyle başı derde girmez. Hiçbir şey olmaz yani, inşaAllah. “Yakın ve ilahlarınıza yardımda bulunun” diyor. Demek ki böyle tipler destekler. Yani o devrin masonları, o zamanın küfrü böyle pasif İslamiyet’i savunan, İslam Birliği’ni istemeyen, Mehdiyet’e karşı gelen, Mehdiyetten kurtulmanın yollarını arayan, aradan çıkmaya çalışan tipleri masonluk destekler. Küfür destekler. Şeytaniyet destekler. Çünkü kendi sistemini yıkacak, istemez. Onun için ona karşı olan, dolaylı yoldan karşı olan herkesi destekler. “Biz de dedik ki: "Ey ateş, İbrahim'e karşı soğuk ve esenlik ol"”. Hiçbir şey olmaz Müslümanlara, Allah’ın izniyle. “Ona bir düzen (tuzak) kurmak istediler, fakat Biz onları daha çok hüsrana uğrayanlar kıldık” diyor. Bak Allah’ın koruması. Adamlar “yakarlar seni ya”, diyor. “Ne işin var?” diyor. “Kızım aman sen gözünü seveyim” diyor. “Sen mücahide kızsın, koca bekleyeceksin, otur evde” diyor. Değil mi? “Bir kısmet çıkar sana hayırlı bir kısmet, zengin bir koca” diyor. “Başörtünle efendim paltonla gidersin evine, oturursun. Namaz kılarsın” diyor. “Adamın ihtiyaçları neyse onları giderirsin. Yemek yaparsın, cihadın bu senin” diyor. “İslam’ı yaymak senin ne haddine” diyorlar.
Şeytanla mücadele etmek, İttihat-ı İslam’la mücadele etmek, doğru mu Mine Hocam? Duyuyor musun, görüyor musun böyle tipler?
SUNUCU:Bir şey diyemiyorum, doğru çünkü. Evet Hocam. Bunda “o kadar değil” diyemiyorum. Hakikaten aynen o kadar Hocam.
ADNAN OKTAR:Tabii, maşaAllah. “Ve onları, Kendi emrimizle hidayete yönelten önderler kıldık”. Demek ki hidayete yönelten önderler oluyor. Mehdi (a.s.) nedir? Allah’ın Hadi isminin tecellisi değil mi? Hidayete yönelten değil mi? Hidayete vesile olan değil mi? Nasıl önemsiz oluyormuş o zaman? “Ve onları Kendi emrimizle hidayete yönelten önderler kıldık.” Demek ki bir önder oluyor, önder. Halk ayrıdır, önder ayrıdır. Mehdi (a.s.) önderdir. “Ve onlara hayrı kapsayan-fiilleri, namaz kılmayı ve zekat vermeyi vahyettik. Onlar Bize ibadet edenlerdi.” Ebcedi 1984 yılını veriyor. Mehdi (a.s.)’ın ilk kıvılcımlandığı yıllar, ilk gelişme yıllarının tarihini veriyor.
Sayın Adnan Oktar'ın 29 Haziran 2010 tarihli röportajından Enbiya Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Bak İbrahim (a.s.) ne yapıyor? Hz. İbrahim (a.s.)? “Böylece o, yanlızca büyükleri hariç olmak üzere putları paramparça etti;” diyor Allah, “belki ona başvururlar diye.” Bak o devrin Mehdisidir Hz. İbrahim (a.s.). O devrin bütün putlarını kırıyor. Bu devrin Mehdisi de, bu devrin putlarını kıracaktır. Bu devrin putu nedir? Darwinizm ve materyalizmdir. Put inancı, Sümer inancıdır. Sümerlerden gelme bir putpeprest pagan dinidir. Bu dini parçalayacak, yok edecek. İnşaAllah. Ama bakın diyor ki; “o, yalnızca büyükleri hariç olmak üzere” putlardan bir tanesini bırakıyor yanlız İbrahim (a.s.). Bütün putları devriyor, tek bir tanesine ellemiyor. Bu ledün ilmidir. "Bunu ilahlarımıza bunu kim yaptı? Şüphesiz o, zalimlerden biridir" dediler.” O devrim medyası, o devrin kahpeleri, o devrin alçakları bu kim, diyorlar. Yani bizim dinimizle, bizim inançlarımızla, bizim rahatımızla, keyfimizle, düzenimizle uğraşan kimdir diyorlar. "Kendisine İbrahim denilen bir gencin bunları diline doladığını işittik" dediler” diyor. Yani her yerde konuşuyormuş bizim aleyhimizde, putlarımız aleyhine konuşuyor, ismi de İbrahimmiş. “Kim bu,” diyorlar o devrin ileri gelen, o devrin baronları, iti kopuğu, çakalları. “Dediler ki: ‘Öyleyse, onu insanların gözü önüne getirin ki ona şahid olsunlar.’" Ona nasıl ceza vereceğimize, onu nasıl ezeceğimize şahit olsunlar. Asrımızda nasıl? Mesela masonik medya, deccale tabi olan medya, ne diyor? Ne diyecektir Mehdi (a.s.) de? “Getirin onu bir ortaya, insanlar gözü önüne getirin, nasıl onu ezdiğimizi bir görsünler” diyeceklerdir. Asrın deccalleri de aynısını yapacaklardır. “Dediler ki: ‘Ey İbrahim, bunu ilahlarımıza sen mi yaptın?’" Şimdi mahkemeye çıkarıyorlar, sorgulama yapılıyor. Yani “sen mi bizimle böyle uğraşıyorsun? Bunu yapan sen misin?” diyorlar. "Hayır. Bu yapmıştır,” işte bu ledün ilmidir. İlmi ledün, ilmi batın. “bu onların büyükleridir;” putlardan bir tanesine ellemiyor. “eğer konuşabiliyorsa, onlara sorun" diyor. Övüyor putu yani. “Bunun üzerine kendi vicdanlarına başvurdular da; ‘Gerçek şu ki, zalim olanlar sizlersiniz.’ kendilerinin adi aşağılık olduklarını, kendileri de kabul ediyorlar. “Sonra, yine tepeleri üstüne ters döndüler:” yani dalgalanıyorlar, yeniden sapıtıyorlar. "Andolsun, bunların konuşamayacaklarını sen de bilirsin.” Biz de diyoruz ki, “atom konuşmaz”, sen “konuşan adam yaptı” diyorsun atoma. Atom görmez, sen “gören adam yaptı” diyorsun değil mi? Atomu putlaştırıyorsun. Tesadüfler sonucu atomun, gören göz yaptığına inanıyorlar. Atom görüyor mu? Kördür atom. Gören göz yaptı, nederen bilsin atom gözü, görmeyi? Yani öyle bir göz yapmayı nereden bilsin? Atom duymaz. Duymayı bilir mi? Müzikten anlar mı atom? Diyor ki; “Bir araya geldiler, tesadüfen duyan bir kulak yaptılar”. Koklamayı da bilmez, dokunmayı da bilmez, düşünmeyi de bilmez. “Ama yaptı, öyle bir plan tasarladı atomlar, yaptı” diyorlar. “Dediler ki: ‘Eğer (bir şey) yapacaksanız, onu yakın ve ilahlarınıza yardımda bulunun.’" Yani onu yok edin. O devrin medyasıyla, basınıyla neyse, Hz. İbrahim (a.s.)’i yok etme kararı alıyor deccaliyet. “Biz de dedik ki: ‘Ey ateş, İbrahim'e karşı soğuk ve esenlik ol."” Allah’ın koruması altına giriyor. Mehdi (a.s.) de öyle, Allah’ın inayeti altında olacaktır. Hiç kimse, hiçbir şey yapamayacaktır. Deccaliyet, medyasıyla, radyosuyla, gazeteleriyle, artık kimse onlar, saldıracaktır Mehdi (a.s.)’ye, hiçbir şekilde etkisi olmayacaktır. “Ona bir düzen (tuzak) kurmak istediler, fakat Biz onları daha çok hüsrana uğrayanlar kıldık.” “Daha da perişan ettik” diyor Allah. “Asıl hüsrana uğrayanlar onlar oldu” diyor. “Hz. İbrahim (a.s.)’e hiçbir şey yapamadılar” diyor Allah. Bak diyor ki Hz. İbrahim (a.s.), putları aşağılıyor; “Yuh size ve Allah'tan başka taptıklarınıza” diyor. Ve “Siz yine de akıllanmayacak mısınız?" diyor. “Aptallığınız, akılsızlığınız devam mı edecek?” diyor. Bu da bir yöntemdir tabii.
Sayın Adnan Oktar'ın 16 Nisan 2011 tarihli röportajından Enbiya Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR:Enbiya Suresi, 58. Bir sayfa açtım orası çıktı, onun için orayı anlatıyorum. Şeytandan Allah’a sığınırım. Bakın “büyükleri hariç olmak üzere putları paramparça etti; belki ona başvururlar diye.” Büyük putu ellemiyor. "’Bizim ilahlarımıza bunu kim yaptı? Şüphesiz o, zalimlerden biridir’ dediler.”Şeytandan Allah’a sığınırım, “’Kendisine İbrahim denilen bir gencin bunları diline doladığını işittik’ dediler.” Hz. İbrahim (a.s.) ile ilgili ihbar var, o devrin bazı gaddarları ihbarda bulunuyorlar. “Dediler ki: ‘Öyleyse, onu insanların gözü önüne getirin ki,” tutuklayın, göz altına alın, “ki ona (nasıl bir ceza vereceğimize) şahid olsunlar.’" İbret olsun diyor o devrin derin devleti. “Dediler ki: ‘Ey İbrahim, bunu ilahlarımıza sen mi yaptın?"’ Mahkemede sorguluyorlar. Bakın Hz. İbrahim (a.s.)’ın mahkemede verdiği cevap: “Hayır dedi.” Doğru mu söylüyor? Doğru söylemiyor, yapan o. Hayır diyor, niçin? Ledün ilmi. "Bu yapmıştır,” bu yapmıştır deyip putu işaret ediyor. “...bu onların büyükleridir; eğer konuşabiliyorsa, siz onlara sorun." Ama ben yapmadım, diyor. Bu ledün ilmidir. “Bunun üzerine kendi vicdanlarına başvurdular da; ‘Gerçek şu ki, zalim olanlar sizlersiniz (biziz)" dediler.’”Kendilerinin zalim olduğunu söylüyorlar. “Sonra, yine tepeleri üstüne ters döndüler:”Küfürde bu vardır, önce bir düzelir, sonra sapıtır yine dengesi bozulur, on dakika sonra bakarsın cozutmuş. Daha on dakika önce anlattığın şeye tamam doğru derler, sonra bakarsın tepe takla ters dönerler. "Andolsun, bunların konuşmayacaklarını sen de bilmektesin." O zaman dangal niye ortaya çıkıyorsun madem putun bir gücü yok? Mesela biz diyoruz ki, taş, toprak, atomlar şuursuzdur. Görmeyen atom, gören gözü yapamaz. Duymayan atom, duyan kulağı yapamaz. Düşünemeyen atom, düşünen insanı yapamaz. Koklayamayan atom, koklayan insanı yapamaz. Dokunamayan atom, dokunan insanı yapamaz, dokunma duyusunu yapamaz. “Dedi ki: ‘O halde, Allah'ı bırakıp da sizlere yararı olmayan ve zararı dokunmayan şeylere mi tapıyorsunuz?’" Bakın arkasından gerçeği açıklıyor. "Yuh size ve Allah'tan başka taptıklarınıza. Siz yine de akıllanmayacak mısınız?" Onları aşağılıyor, yani akılsız yönlerini anlatıyor. “Dediler ki: ‘Eğer (bir şey) yapacaksanız, onu yakın” bakın en feci ölüm şeklini istiyorlar, “onu yakın ve ilahlarınıza yardımda bulunun.’" Kendi put düşüncelerine, o sapkın düşüncelerine. “Biz de dedik ki: ‘Ey ateş, İbrahim'e karşı soğuk ve esenlik ol.’" Hz. Mehdi (a.s.)’ı da yakmaya kalkacaklar, ama ateş ona soğuk ve esenlik olacak, yani deccaliyet ona hiçbir şey yapamayacak. Nitekim rivayette de var, Hz. Mehdi (a.s.)’ı deccal tutuyor, ayağından elinden zincirliyor, vücudunu ikiye biçiyor deccal, yani kardeşlerinden ayırıyor anlamına geliyor. Ama Hz. Mehdi (a.s.) yeniden güler yüzle kalkar, senin deccal olduğunu daha iyi anladım der ve deccaliyet ile var gücü ile mücadeleye devam eder Hz. Mehdi (a.s.), diyor hadiste. Deccal işkence yaptıkça, o daha da şevkleniyor. Hz. Mehdi (a.s.)’ın sırtına sürekli vurulur; deccal ona saldırır ve sürekli sırtına vurur. Sırtına vurdukça Hz. Mehdi (a.s.) genişlemeye başlar, yayılır, diyor. Sırtı gittikçe genişler, diyor. Cübbeli nasıl anlıyor? Hakikaten dövecek zannediyor, hakikaten sırtı genişleyecek zannediyor. Adamın kafası bu. Bir insan genişlerse ne olur? Ölür. Ünü, şanı, namı yayılacak, bu anlama geliyor. Anlamadığı için işte böyle garip açıklamalarda bulunuyor. “Ona bir düzen (tuzak) kurmak istediler, fakat Biz onları daha çok hüsrana uğrayanlar kıldık.” Hz. Mehdi (a.s.)'a da bir düzen kuracaklar, ama onlar çok fazla hüsrana uğrayanlar olacaklar, inşaAllah.
Sayın Adnan Oktar'ın 4 Aralık 2011 tarihli röportajından Enbiya Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: 73. ayet, şeytandan Allah’a sığınıyoruz.
ÖNDER ATAÇ: Şeytandan Allah’a sığınırım: “Ve onları kendi emrimizle hidayete yönelten önderler kıldık ve onlara hayrı kapsayan-fiilleri, namaz kılmayı ve zekat vermeyi vahyettik. Onlar bize ibadet edenlerdi.” (Enbiya Suresi / 73)
ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım. 70-“Ona bir düzen kurmak istediler, fakat biz onları daha çok hüsrana uğrayanlar kıldık” diyor. 73-“Ve onları kendi emrimizle” Cenab-ı Allah kendi emriyle, “hidayete yönelten” hidayet ne demek? İman, imana vesile olan her şey. Mehdi kelimesi; hidayet kökenlidir, hidayet kelimesi, hidayete vesile olan, Allah’ın özel olarak hidayete erdirdiği anlamına gelir. “Hidayete yönelten önderler kıldık” tebliğciler. Mesela sizler onlarsınız işte, hidayete yönelten önderlersiniz, inşaAllah. “Ve onlara hayrı kapsayan fiilleri, namaz kılmayı” bakın hayrı kapsayan, hayır olan her şey, İslam’a, Kuran’a uygun olan her şey, “namaz kılmayı” beş vakit namaz, “ve zekat vermeyi vahyettik” yani Müslümanlara yardım etmek, Müslümanlar birbirine yardım ediyorlar, “onlar bize ibadet edenlerdi. 74-Lut’a da hüküm ve ilim verdik” diyor, “ve çirkin işler yapmakta olan şehirden kurtardık. Şüphesiz onlar, bozulmaya uğrayan kötü bir kavimdi.” O devirde Lut (a.s.)’ın kavmi son derece ahlaksız, alçak bir kavim. Allah onu kurtarıyor, o şehirden kurtarıyor, inşaAllah. Hz. İbrahim (a.s.)’ı, Hz. Lut (a.s.)’ı inşaAllah. “Şüphesiz onlar bozulmaya uğrayan kötü bir kavimdi. 75-Onu rahmetimize soktuk, çünkü o, salihlerdendi.” Allah sizleri de hep salihlerden kılsın, zalimlerden korusun, şerirlerden korusun, alçaklardan korusun, inşaAllah.
Şeytandan Allah’a sığınırım: 76-“Nuh da; daha önce çağrıda bulunduğu zaman, biz onun çağrısına cevap verdik” peygamberlerin duası kabul olur, yani bu insanların pek bilmediği bir şeydir. Peygamber mesela bir konuda dua ettimi o oluyor. Mesela Hz. İsa (a.s.) mesela şu an hayatta, inşaAllah; bir konuda dua ettiğinde oluyor, yani mesela bir şey söyler olur. Mesela insanlar bir şeye dua ettiğinde Cenab-ı Allah, onu ibadet olarak kabul eder ama fiilen yerine getirmeyebiliyor Cenab-ı Allah, yani dua olarak kabul eder, ibadet olarak alır, ama olayın kendini tahakkuk ettirmeyebilir Allah. Fakat peygamberlerde tahakkuk ettiriyor Allah, bir olayı söylediğinde olur, inşaAllah. “Onu ve ailesini büyük bir üzüntüden kurtardık.” Yani çok ızdıraplı zor bir ortamdan kurtardık diyor.
Sayın Adnan Oktar'ın 1 Aralık 2010 tarihli röportajından Enbiya Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: “Biz de dedik ki; ‘ey ateş İbrahim (a.s.)’e karşı soğuk ve esenlik ol’”, yani Hz. İbrahim (a.s.) yanmıyor, yanmayacak kurtulacak inşaAllah ve kurtuldu. “Ona bir düzen kurmak istediler, fakat biz onları daha çok hüsrana uğrayanlar kıldık”, o kurdukları tuzağı tepelerine çevirdim” diyor Cenab-ı Allah. Mehdi (a.s.)’de de mesela Mehdi (a.s.)’nin aleyhinde haberler çıkacak, Mehdi (a.s.) daha tanınacak. Mehdi (a.s.)’nin aleyhinde tuzak hazırlayacaklar daha tanınmasına sebep olacak. Mehdi (a.s.)’yi orada burada kötüleyenler Mehdiyetin çığ gibi yayılmasına sebep olacaklar. Hatta Peygamberimiz (s.a.v.) diyor ki; “Deccal, Mehdi (a.s.)’yi yakalar sırtını döve döve işkence yapmaya başlar Mehdi (a.s.)’ye ve Mehdi (a.s.)’nin sırtı dövüldükçe Mehdi (a.s.) genişlemeye başlar” diyor. Genişler genişler genişler dünyaya hakim oluyor. Demek ki Mehdi (a.s.)’ye saldırılacak, saldırıldıkça ünü ve şanı dünyaya yayılacak ve gücü artacak. Saldıranlar saldırdıklarına pişman olacaklar, sürekli gündem olacak Mehdi (a.s.) inşaAllah.