Adnan Oktar'ın Tv Kayseri'deki Canlı Röportajı (13 Şubat 2011)
Adnan Oktar: Kasas Suresi, 37, şeytandan Allah’a sığınırım; “Musa dedi ki: "Rabbim, kimin Kendisi'nden bir hidayetle geldiğini ve bu (dünya) yurdun(un) sonucunun kime ait olacağını daha iyi bilir.” Yani dünyanın son hakiminin kim olacağını daha iyi bilir. “Gerçekten, zulmedenler, felah bulmazlar.” Deccaller felah bulmazlar. “Ama dünya yurdunun sonucunun kime ait olacağını daha iyi bilir.” İnşaAllah, Hz. Mehdi (a.s) ve Hz. İsa Mesih (a.s)’a ait olacak, Allah’ın izniyle. “Rabbim, kimin Kendisi’nden bir hidayetle geldiğini,” hidayetle gelen kimdir? Mehdi (a.s)’dır, inşaAllah. Birçok anlamı var, birçok işareti var. Biz ahir zamana, Mehdi (a.s)’a bakan yönüyle tefsir ediyoruz, açıklıyoruz. “Firavun dedi ki: "Ey önde gelenler, sizin için benden başka ilah olduğunu bilmiyorum.” Deccallik yapıyor, deccalliğini ilan ediyor. Yani haşa “Allah yok” diyor. O zamanın Darwinist, materyalisti, o zamanın Darwin’i firavun. O devrin Darwin’idir firavun. Çünkü “Nil’in çamurlarından oluştunuz” diyor onlara. Nil’in çamurundan. “Büyün hayvanlar, bitkiler, bütün hepsi Nil’in çamurlarından tesadüfen oluştu” diyor. O devrin Darwinist, materyalisti. “Ey önde gelenler, sizin için benden başka ilah olduğunu bilmiyorum. Ey Haman, çamurun üstünde bir ateş yak da, bana yüksekçe bir kule inşa et.” Tabii bu, gerçekten bir çamur kastediyor. Ama biz üçüncü, dördüncü, beşinci derecede tefsir edecek olursak, derinliğine bakacak olursak, işari anlamda; Darwinist ve materyalistler ne diyor? “Nil’in çamurlarından oluştu” diyor, değil mi adam? Burada ne diyor? Çamur. “Çamurun üstünde bir ateş yak.” Ne ateşi yakıyor? Fitne ateşi yakıyor ve o fitne ateşi bütün bölgeyi kaplamış oluyor. “Bana yüksekçe bir kule inşa et.” “Öyle bir deccaliyet inşa et ki, oluştur ki, deccaliyetin görünümü o kadar göz boyayıcı olsun ki adeta bir kuleyi andırsın. Büyük bir bina gibi olsun” diyor. “Belki Musa’nın İlahına çıkarım.” Güya kendince, aptalca alay ediyor firavun. “Çünkü gerçekten ben onu yalancılardan (biri) sanıyorum.” Onu tekzip ediyor, Hz. Musa (a.s)’ı. O devrin deccali, onu kendi dininden dönmekle, mürtetlikle itham ediyor. “Mürtet” diyor, “benim dinimden döndü” diyor. Senin dinin zaten sapkın bir din, değil mi? Hak din İslam’dır, inşaAllah. Bazen de münafıklar çıkar. Münafıklar da Mehdi (a.s)’a “hak dinden döndü” diyecektir. O da ayrı bir fitnedir, inşaAllah. “O ve askerleri, yeryüzünde haksız yere büyüklendiler ve gerçekten Bize döndürülmeyeceklerini sandılar.” İslam ülkelerinde mesela bak Enver Sedat da öyleydi, bu firavun da öyle. Kime güvenerek kepazelik çıkarıyorlar? Askere güvenerek kepazelik çıkarıyorlar. Mısır askeri ne yaptı? Bunu tersledi. Bunun ahlaksız olduğunu bildiği için, “biz senin hizmetçin değiliz” dediler adamlar. Yakışanı yaptılar ve bunu kovdular. Ve yapayalnız kaldı ve sonunda istifa etti. Ama tabii istifası da alengirli bir istifa. “Biz, onları ateşe çağıran önderler kıldık.” Fitneye, belaya, cehenneme çağıran önderler kıldık. Bakın buradaki çamur ve buradaki ateşle, buradaki ateş bağlantılı görünüyor. “Ateşe çağıran.” Bak ne diyor: “Ey Haman, çamurun üstünde bir ateş yak.” Bir fitne ateşi. “Nil’in çamurlarından insanlar türedi” diyor. Büyük bir fitne ateşi işte bu. Ve büyük bir kule inşa etmiş oluyor. Deccalin de böyle bir kule gibi olduğu, bu kadar kametli olduğu müteşabih olarak hadislerde benzetmeyle belirtiliyor. Hatta “Hz. İsa (a.s) sıçrar, kılıcı ancak dizine kadar ulaştırır” diyor. O kadar yüksektir yani. Onun fitnesinin ne kadar azametli olduğu anlatılıyor.
Sayın Adnan Oktar'ın 15 Haziran 2010 tarihli röportajından Kasas Suresi ile ilgili açıklamalar.
Sayın Adnan Oktar'ın 13 Şubat 2011 tarihli röportajından Kasas Suresi ile ilgili açıklamalar.
Sayın Adnan Oktar'ın 18 Eylül 2011 tarihli röportajından Kasas Suresi ile ilgili açıklamalar.
YASEMİN HANIM: Kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım. Kasas Suresi, 23-“Medyen suyuna vardığı zaman, su almakta olan bir insan topluluğu buldu. Onların gerisinde de (hayvanları su başına götürmekten çekinen) iki kadın buldu. Dedi ki: "Bu durumunuz ne?" "Çobanlar sürülerini sulamadıkça, biz sürülerimizi sulayamayız; babamız, yaşı ilerlemiş bir ihtiyardır." dediler. 24- Hemencecik onların sürülerini suladı, sonra yine gölgeye çekilerek dedi ki: "Rabbim, doğrusu bana indirdiğin her hayra muhtacım." 25- Çok geçmeden, o iki (kadın)dan biri, (utana utana) yürüyerek ona geldi. "Babam, bizim için sürüleri sulamana karşılık sana mükafaat vermek üzere seni davet etmektedir." dedi. Bunun üzerine ona gelip de olup bitenleri anlatınca o: "Korkma" dedi. "Zalimler topluluğundan kurtulmuş oldun." 26- O (kadın)lardan biri dedi ki: "Ey babacığım, onu ücretli olarak tut; çünkü ücretle tuttuklarının en hayırlısı gerçekten o kuvvetli, güvenilir (biri)dir."
ADNAN OKTAR: Bakın, kardeşlerimize bu konuyu defalarca söyledim, şimdi yine söylüyorum. O kadınlar, Hz. Musa (a.s)’a dikkatlice bakmışlar. O da onlara dikkatlice bakmış ve Hz. Musa (a.s)’ın güçlü ve kuvvetli olduğuna kanaat getirmişler. İkincisi; konuşmuşlar, güvenilir olduğuna kanaat getirmişler, yüzündeki ifadeyle, konuşmalarıyla, güvenilir olduğuna kanaat getirmişler. Kuran ayeti. Bir insan niye güvenilir olur? İmanlı olduğu için. Niye o kadınlar, Hz. Musa (a.s)’ı seviyorlar? Güvenli olmasının sebebi olan, imanından dolayı. Demek ki sevginin sebebi neymiş? İmanmış.
Evet, devam edelim.
YASEMİN HANIM: 27- “(Babaları) Dedi ki: "Doğrusu ben, sekiz yıl bana hizmet etmene karşılık olmak üzere, şu iki kızımdan birini sana nikahlamak istiyorum; şayet on (yıl)a tamamlayacak olursan, artık o da senden. Ben sana zorluk çıkarmak istemem; beni de inşaAllah salih olanlardan bulacaksın." 28- (Musa) Dedi ki: "Bu, benimle senin aranda olan (bir antlaşma)dır. Bu durumda iki süreden hangisini yerine getirirsem, artık bana karşı bir haksızlık söz konusu olamaz. Allah, söylediklerimize vekildir." 29- Böylelikle Musa, süreyi tamamlayıp ailesiyle birlikte yola koyulunca, Tur tarafında bir ateş gördü. Ailesine: "Siz durun, gerçekten bir ateş gördüm; umarım ondan ya bir haber, ya da ısınmanız için bir kor parçası getiririm" dedi. 30- Derken oraya geldiğinde, o kutlu yerdeki vadinin sağ yanında olan bir ağaçtan: "Ey Musa, Alemlerin Rabbi olan Allah Benim;" diye seslenildi. 31- "Asanı bırak." (Attıktan hemen sonra) onun şimdi bir yılan gibi hareket ettiğini görünce, arkasına dönüp bakmaksızın kaçmaya başladı. "Ey Musa, dön ve korkuya kapılma. Şüphesiz güvendesin." 32- "Elini koynuna sok, kusursuz olarak bembeyaz çıksın. Ve (her türlü) dehşetten yana kanatlarını kendine doğru çek. İşte bunlar, senin Rabbinden Firavun ve önde gelen adamlarına iki kesin-kanıt (mucize)dır. Gerçekten onlar, fasık bir topluluktur."
ADNAN OKTAR: Adamların imanı neden zayıf ve neden onlara mucize gösteriliyor? Çünkü en önemli konu, insanlara iman hakikatlerinin gösterilmesi ve anlatılmasıdır. O elindeki asasını atmasını niçin istiyor Cenab-ı Allah? Ve yılana dönüşüp, onların görmesini niçin istiyor? Çünkü adamlar, evrime inanıyorlar. Zehirlenmişler evrim inancıyla ve inançsız, ateistler. Allah onların ateistlikten kurtulup, yaratılış inancına, Allah’ın yarattığı inanca dönmelerini istiyor ve onun için ispat meydana getiriyor, maşaAllah.
Devam edelim.
YASEMİN HANIM: 33-“Dedi ki: "Rabbim, gerçekten onlardan bir kişi öldürdüm, beni öldürmelerinden korkuyorum." 34- "Ve kardeşim Harun; dil bakımından o benden daha düzgün konuşmaktadır, onu da benimle birlikte bir yardımcı olarak gönder, beni doğrulasın. Çünkü onların beni yalanlamalarından korkuyorum." 35- (Allah) Dedi ki: "Pazunu kardeşinle pekiştirip güçlendireceğiz; sizin ikinize de öyle bir 'güç ve yetki' vereceğiz ki, ayetlerimiz sayesinde size erişemeyecekler. Siz ve size uyanlar galip olanlarsınız."
ADNAN OKTAR: Evet, Allah taraftarları galip olacaklar, inşaAllah.
YASEMİN HANIM: 36-“Musa, onlara apaçık olan ayetlerimizle geldiği zaman: "Bu, düzüp uydurulmuş bir büyüden başkası değildir. Biz geçmiş atalarımızdan bunu işitmedik" dediler.”
ADNAN OKTAR: Nedir bu? İman zafiyeti. Orada ona karşı gösterdiği deliller, mucizeler ne? İmanlarını tahkiki hale getirmek için, akıllarını ikna edip, kalplerini ikna etmek için gösterdiği deliller. Konu ne? İman zafiyetinin nasıl giderileceği. Doğru yolda olduğumuz, aşikar görülüyor.
YASEMİN HANIM: 37-“Musa dedi ki: "Rabbim, kimin Kendisi'nden bir hidayetle geldiğini ve bu (dünya) yurdun(un) sonucunun kime ait olacağını daha iyi bilir. Gerçekten, zulmedenler, felah bulmazlar." 38- Firavun dedi ki: "Ey önde gelenler, sizin için benden başka ilah olduğunu bilmiyorum. Ey Haman, çamurun üstünde bir ateş yak da, bana yüksekçe bir kule inşa et, belki Musa'nın ilahına çıkarım çünkü gerçekten ben onu yalancılardan (biri) sanıyorum."
ADNAN OKTAR: Yine iman zafiyetinden dolayı, materyalist kafadan dolayı, açmaza girdiği ve zırvaladığı görülüyor. Darwinistler nasıl zırvalıyorsa, o da orada zırvalıyor.
YASEMİN HANIM: 39-“O ve askerleri, yeryüzünde haksız yere büyüklendiler ve gerçekten Bize döndürülmeyeceklerini sandılar.”
ADNAN OKTAR: Küfür, hep asgari güçle insanları sindirmeye çalışmıştır, Kuran ona işaret ediyor.
YASEMİN HANIM: 40-“Bunun üzerine, onu ve askerlerini tutup suya attık. Böylelikle zulmedenlerin nasıl bir sona uğradıklarına bir bak. 41- Biz, onları ateşe çağıran önderler kıldık; kıyamet günü yardım görmezler. 42- Bu dünya hayatında onların arkasına lanet düşürdük; kıyamet gününde ise, onlar çirkinleştirilmiş olanlardır. 43- Andolsun, ilk nesilleri yıkıma uğrattıktan sonra, Musa'ya, insanlar için (gözleri hikmetle açıp aydınlatacak) basiretler, hidayet ve rahmet olmak üzere kitap verdik. Umulur ki, öğüt alıp-düşünürler diye.”
ADNAN OKTAR: Orada Allah, Tevrat’ı övüyor. O ayeti oku.
YASEMİN HANIM: 43- “Andolsun, ilk nesilleri yıkıma uğrattıktan sonra, Musa'ya, insanlar için (gözleri hikmetle açıp aydınlatacak) basiretler, hidayet ve rahmet olmak üzere kitap verdik. Umulur ki, öğüt alıp-düşünürler diye.”
ADNAN OKTAR: Yani bu kitap tamamen kaybolmuş değil. Hak olan kısımları geçerlidir, inşaAllah.