Dünyayı Allah insanları imtihan etmek için yaratmıştır. Ve imtihanın gereği olarak her insanı bazen bolluk ve güzellik vererek, bazen de şiddetli sıkıntılara uğratarak dener. Olayları, Kuran'da bildirilen gerçeklere göre değerlendirmeyen insanlar, karşılaştıkları zorluklar karşısında ne yapacaklarını bilemez, karamsarlığa kapılır, ümitsizliğe düşerler. Oysa Kuran'da Allah'ın bu konu ile ilgili olarak bildirdiği ve ancak samimi bir imana ve teslimiyete sahip olan kulların görebildiği önemli bir sır vardır. Bu sırrı Allah şöyle bildirmiştir:
Demek ki, gerçekten zorlukla beraber kolaylık vardır. Gerçekten güçlükle beraber kolaylık vardır. (İnşirah Suresi, 5-6)
Allah'ın ayetlerde bildirdiği gibi, yaşanan durum ne kadar zor ve içinden çıkılması güç gibi görünüyorsa da, Allah müminler için mutlaka o durumdan çıkmayı kolaylaştıracak, söz konusu zorluğu hafifletecek bir sebep yaratmıştır. Mümin güzel bir sabırla sabrettiğinde ve sabrında sebat gösterdiğinde, tüm zorluklarla beraber Allah'ın kolaylık verdiğini görecektir. Nitekim Allah başka ayetlerinde de Kendisi'nden korkup sakınan kullarına yol göstereceğini, onları nimetlendireceğini ayetlerde şöyle müjdelemiştir:
… Kim Allah'tan korkup-sakınırsa, (Allah) ona bir çıkış yolu gösterir ve onu hesaba katmadığı bir yönden rızıklandırır. Kim de Allah'a tevekkül ederse, O, ona yeter… (Talak Suresi, 2-3)
Allah, hiç kimseye güç yetireceğinden fazlasını yüklemez
Allah sonsuz merhameti, şefkati ve adaleti ile, yarattığı her olayda hem bir kolaylık kılar, hem de her insanı gücüne göre denemelerden geçirir. Allah'ın insanlara emrettiği ibadetler, onları denemek için yarattığı zorluklar, insanlara yüklediği sorumlukların hepsi insanların gücü oranındadır. Bu iman edenler için bir müjde ve rahatlık, Allah'ın rahmetinin bir göstergesidir. Allah, bu sırrı Kuran'da şöyle bildirir:
"Yetimin malına, o erginlik çağına erişinceye kadar -o en güzel (şeklin) dışında- yaklaşmayın. Ölçüyü ve tartıyı doğru olarak yapın. Hiçbir nefse, gücünün kaldırabileceği dışında bir şey yüklemeyiz. Söylediğiniz zaman -yakınınız dahi olsa- adil olun. Allah'ın ahdine vefa gösterin. İşte bunlarla size tavsiye (emr) etti; umulur ki öğüt alıp-düşünürsünüz." (Enam Suresi, 152)
İman edenler ve salih amellerde bulunanlar -ki Biz hiç kimseye güç yetireceğinden fazlasını yüklemeyiz- onlar da cennetin ashabı (halkı)dırlar. Onda sonsuz olarak kalacaklardır. (Araf Suresi, 42)
Hiç kimseye güç yetireceğinden fazlasını yüklemeyiz; elimizde hakkı söylemekte olan bir kitap vardır ve onlar hiçbir haksızlığa uğratılmazlar. (Mü'minun Suresi, 62)
Allah'ın dinine uymak kolay olandır
Insanların büyük bir çoğunluğu, dinin hayatlarını zorlaştıracağını, onlara birtakım ağır sorumluluklar yükleyeceğini zannederler. Bu, şeytanın dinden saptırmak için insanlara verdiği bir vesvese ve büyük bir yanılgıdır. Önceki konularda da değinildiği gibi, din kolaylıktır. Allah, iman eden insanlara zorlukların ardından kolaylık dilediğini bildirir. Ayrıca tevekkül ve kadere iman gibi dinin temel konuları, insanın üzerindeki tüm ağırlıkları, zorlukları, sıkıntı ve hüzün veren tüm olayları kaldırır. Din ahlakını yaşayan bir insan için sıkıntılı, hüzün veya ümitsizlik veren hiçbir konu kalmaz. Allah, birçok ayetinde Kendisi'ne uyanları ve dinine yardım edenleri yardımıyla destekleyeceğini ve onları hem dünyada hem de ahirette güzel bir hayatla yaşatacağını vaat eder. Vaadinden asla dönmeyen Rabbimiz'in bu konu hakkındaki sözleri şöyledir:
(Allah'tan) Sakınanlara: "Rabbiniz ne indirdi?" dendiğinde, "Hayır" dediler. Bu dünyada güzel davranışlarda bulunanlara güzellik vardır; ahiret yurdu ise daha hayırlıdır. Takva sahiplerinin yurdu ne güzeldir. (Nahl Suresi, 30)
Allah, bunun yanında dinine uyanları bu kolay olan yolda başarılı kılacağı sırrını da müminlere Kuran'da şöyle müjdeler:
Fakat kim verir ve korkup-sakınırsa ve en güzel olanı doğrularsa, Biz de onu kolay olan için başarılı kılacağız. (Leyl Suresi, 5-7)
Kuran'da bildirilen bu sırlardan anlaşıldığı gibi, Allah'ın dinine samimi olarak yönelen insan en başından başarılı olacağı, dünyada da ahirette de kazanç elde edeceği bir yolu seçmiştir. İnkar edenler içinse, tam tersi söz konusudur. Onlar da en başından kaybedilmiş, hüzün, mutsuzluk ve kayıp dolu bir dünya ve ahiret hayatına sahip olurlar. Onlar inkara karar verdikleri anda, hem dünyalarını hem de ahiretlerini kaybederler. Allah, bunu ayetlerinde şöyle bildirir:
Kim de cimrilik eder, kendini müstağni görürse, ve en güzel olanı yalan sayarsa, Biz de ona en zorlu olanı (azaba uğramasını) kolaylaştıracağız. (Leyl Suresi, 8-10)
Allah herşeyin sahibi ve yaratıcısıdır. Elbette ki Allah'ın dostluğunu, yardımını, desteğini kazanmak bir insan için tüm güçlerin ve desteklerin üzerindedir. Kim Allah'ı dost edinir ve O'na teslim olursa, o insanın dünyada ve ahirette çok büyük bir kazanç ve güzellik içinde yaşayacağı, hiçbir olaydan ve hiçbir insandan zarar görmeyeceği kesin bir gerçektir. Öyle ise, akıl ve vicdan sahibi her insanın, Allah'ın Kuran'da bildirdiği bu sırları kavrayıp, akılcı ve doğru olanı seçmesi gerekir. İnkarcıların bu açık gerçekleri anlayamamaları ise ayrı bir sırdır. Onlar ne kadar zeki veya kültürlü olurlarsa olsunlar, Allah onların akıllarını almıştır ve bu gerçekleri görmeleri engellenmiştir.
Sayın Adnan Oktar'ın 19 Kasım 2010 tarihli röportajından Leyl Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Leyl Suresi 92. sure. Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. Şeytandan Allah’a sığınıyorum. “Sarıp-örttüğü zaman geceye andolsun” Bütün dünyayı şu an karanlık sardı, deccaliyet. Simsiyah karanlık oldu. 2. ayet “Parıldayıp-aydınlandığı zaman gündüze.” Bu da Mehdiyet’e bakıyor. Bütün dünya pırıl pırıl aydınlık olacak, inşaAllah. “Erkeği ve dişiyi yaratana; Gerçekten sizin çabalarınız (çelişkili, parça parça) darmadağınıktır.” yani küfrün özelliği olarak bak, “...çelişkili parça parça ve darmadağınıktır.” Müslümanlar da mesela darmadağınıktırlar. Birçok mezheplere ayrılmışlar, parça parçalar. “Fakat kim (Allah rızası için mal dağıtır) verir ve korkup-sakınırsa; Ve en güzel olanı doğrularsa,...” en güzel olan nedir? İslam ahlakının hakimiyeti, İttihad-ı İslam. Barış, kardeşlik, güzel olan her şey. “Biz de onu kolay olan için başarılı kılacağız” Mehdiyeti dünyaya hakim edeceğiz, başarılı kılacağız. Önüne bir engel çıkmayacak. “Kim de cimrilik eder, kendini müstağni görürse,...” deccaliyetin özelliği. “Kendini müstağni görmesi,...” Alak Suresi’nde dün söylemiştik. Deccalin ölüm tarihini veriyor 1882. Evet, Alak Suresi’nde. “Kendini müstağni,...” “İnnel insane le yetga,”bak ayet burada da söylüyor onu yine. “Kim de cimrilik eder,...” malını kısar, egoist olur, bencil olur, “...kendini müstağni görürse,...” mükemmel üstün, en iyi görürse. “Ve en güzel olanı yalan sayarsa,...” Mehdiyeti, İttihad-ı İslamı, Türk-İslam Birliği’ni, güzel ahlakı, Kuran’ı yalanlarsa. “Biz de ona en zorlu olanı (azaba uğramasını) kolaylaştıracağız.” Aynı zamanda yıkılışlarını, mahvoluşlarını kolaylaştıracağız. Mesela Darwinizm 5 dakikada yıkıldı, çok kolaylıkla yıkıldı. Şimdi bütün dünyada küfrün yıkılışını Allah kolaylaştırıyor. Normalde küfür asla yıkılmayacak gibi görünüyordu. Ama Allah kolaylaştıracak ve yıkılacak.
ALTUĞ BERKER: Mesela, Sovyetler için diyordunuz Hocam, komünizm için.
ADNAN OKTAR: Evet, komünizm asla yıkılacak gibi görünmüyordu, Allah yıktı. Şimdi de dünyadaki bütün küfrü yıkacak, inşaAllah, kolaylaştıracak. “Tereddi edeceği (başaşağı düşüşe uğrayacağı) zaman, (küfrün) malı ona hiç yarar sağlamaz” Tankı, topu, hiçbir şey yarar sağlamaz, diyor Allah. “Tereddi edeceği,...” ne demek? Baş aşağı düşüşe uğrayacağı, yıkılacağı zaman diyor. “Şüphesiz, Bize ait olan, yol göstermektir.” Allah yol göstermeyi neyle yapıyor? Kuran’la. Kuran’ı insanlara tanıtacak olan kimdir? Mehdiyet’tir, Mehdi (a.s.)’dir. “Gerçekten son da, ilk de Bizimdir.” Alfa ve Omega olarak geçer İncil’de, Alfa ve Omega. A ve O harfleri ile geçiyor. İncil’de bu önemli bir konudur, Alfa ve Omega. “Gerçekten, son da, ilk de (ahiret ve dünya) Bizimdir.” Son Mehdiyet’tir, İsa Mesih (a.s.)’dir. İlk olan Hz. Adem (a.s)’dir, inşaAllah. “Artık sizleri, 'alevleri kabardıkça kabaran' bir ateşle uyardım.” Cehennem. “Ona, ancak en bedbaht olandan başkası yollanmaz.” Sürekli üzülen, sürekli kendini içine kapatmış, İslam’ın neşesini, Allah’ın iman neşesini yaşamayan, küfre ve dalalete dalmış, kendini mahvetmiş olanları göndereceğim, diyor Allah. “Ki o, yalanlamış ve yüz çevirmişti.” Kuran’ı, İslam’ı yalanlamış, Kuran’a inanmamış “...ve yüz çevirmişti,...” Müslümanlardan uzak durmuştu. “Sakınan ise, ondan uzak tutulacaktır.” Yani İslam’a, Kuran’a yakın olan, küfürden sakınan ise Cehennemden uzak tutulacaktır. “Ki o, malını vererek temizlenip-arınır.” Bol bol dağıtır Müslüman Allah rızası için. Egoist, bencil değildir ve “arınır” diyor Allah bak. Mal durursa kirdir sizin üstünüzde, diyor Allah. Bir pisliğe dönüşür ama malı dağıtırsanız mal da temizlenir, siz de temizlenirsiniz, diyor Allah. Malı tutmayı Allah bir kir olarak görüyor. “Onun yanında hiç kimsenin karşılığı verilecek bir nimeti (borcu) yoktur.” “Allahın yanında hiç kimsenin karşılığı verilecek bir borcu yoktur. Ancak yüce Rabbinin rızasını aramak için verir.” Malı niçin veriyor? Allah rızası için, yani iyi desinlere değil, çıkar için değil. “Muhakkak kendisi de ileride razı olacaktır.” Bu ne zaman oluyor? Mehdi (a.s.) zamanında tam anlamıyla olacaktır. Allah rızası için mal dağıtılacaktır. “Muhakkak kendisi de ileride razı olacaktır.” İnşaAllah. 21. ayet, 21. yüzyıla da bakıyor. İslam ahlakı dünyaya hakim olduğunda insanların kendisi de razı olacaktır, kendisi de mutlu olacaktır, Ahirette de olacaktır, inşaAllah.
Sayın Adnan Oktar'ın 8 Haziran 2015 tarihli sohbetinden İslam'ın kolaylık dini olduğunu bildiren ayetlerin açıklamaları.
ADNAN OKTAR: “Biz sana bu Kuran'ı güçlük çekmen için indirmedik.” [Taha Suresi, 2] “'İçi titreyerek korku duyanlara' ancak öğütle-hatırlatma (olsun diye indirdik).” [Taha Suresi, 3] Bak güçlük değil. Güçlük çekiyorsan, bir acayiplik yapıyorsundur, yani Kuran’ı uygulamıyorsundur. Kuran’da güçlük yok, İslam’da güçlük yok, hep kolaylıktır. İslam kolaylık dinidir. Kendileri de söylüyorlar zaten.
OKTAR BABUNA: Şeytandan Allah’a sığınırım: “Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez.” [Bakara Suresi, 185] Diyor Allah, inşaAllah.
TARKAN YAVAŞ: Şüphesiz Allah, insanlara hiç bir şeyle zulmetmez. Ancak insanlar, kendi nefislerine zulmediyorlar. [Yunus Suresi, 44] Buyuruyor Cenab-ı Allah.
ADNAN OKTAR: “Allah, insanlara hiç bir şeyle zulmetmez. Ancak insanlar, kendi nefislerine zulmediyorlar.” Allah’ın bir sırrı. Müzik dinlemiyor kendine zulmediyor. Hanımlar başı açık gezebilir, makyaj yapabilir, eğlenebilir. Kendilerine zulmediyorlar. Kaşını da alır, daha güzel görünür, bakımlı olur. Kendine zulmediyor. Saçının bir yeri dökülüyor, peruk taksa çok güzel olacak, kurtulacak. Yasak takamıyor, başı açık saçı dökülmüş o halde geziyor sokakta. Kendine zulmediyor. Herkes görüyor, kimi alay ediyor, kimi bir şeyler söylüyor. Ömrü boyunca kendine zulmediyor.
ENDER DABAN: Bir ayetinde Allah, şeytandan Allah;’a sığınırım: “Ve seni kolay olan için başarılı kılacağız. [A'la Suresi, 8]
Başka bir ayette de küfür için: Biz de ona en zorlu olanı (azaba uğramasını) kolaylaştıracağız. [Leyl Suresi, 10] Diyor Hocam inşaAllah.
ADNAN OKTAR: Küfür için, zor olanı. Hep onlar zorluk arar, karmakarışık.
GÖKALP BARLAN: Bunu yaparken de Yüce Rabbimiz onlara “Biz onlara bidatla kitapta yazmadık” diyor, “onlar Allah rızasını aramak için türettiler” diyor.
ADNAN OKTAR: “Ve ona da uymadılar” diyor, Allah. Hakikaten hiçbir bağnaz, türettiği ruhbanlığa uymaz. Hiç biri uymuyor, ben görüyorum.
GÖKALP BARLAN: “Gelsin yapsın gözümün önünde, istediğini vereceğim” dediniz Hocam.
ADNAN OKTAR: İstediği kadar para vereyim. En alim adamı getirsinler, o dediklerini yapamazlar.
EMRE ACAR: Başka bir ayette Yüce Allah: “Dillerinizin yalan yere nitelendirmesi dolayısıyla şuna helal, buna haram demeyin.” [Nahl Suresi, 116] Diye buyuruyor.
ADNAN OKTAR: Demek ki, alışmış dilleri.
ENDER DABAN: Allah ayette çaba harcayanlardan bahsediyor. Bir kısım çaba harcayanların çalışıp boşa yorulduğunu, bir kısmının da harcadığı çabadan dolayı hoşnut olduğundan bahsediyor Allah, inşaAllah.
ADNAN OKTAR: MaşaAllah.
Araf Suresi 199’da. Cenab-ı Allah: “Sen af (veya kolaylık) yolunu benimse, (İslam'a) uygun olanı (örfü) emret ve cahillerden yüz çevir. [Araf Suresi, 199] Diyor Cenab-ı Allah. Af dediği, işte kolaylık yolu. Tahfif. Halbuki önceki dinlerde ağır yükler var hakikaten. Bakara 286’da buna dikkat çekiliyor. Musevilikte var. “Rabbimiz, bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme” diyor Cenab-ı Allah. Onlarda cumartesi yasağı var, şu yasağı var, bu yasağı var, bir çok yiyecekler haram. Ama İslam’da Cenab-ı Allah kolaylık meydana getirmiş, bu yasakları kaldırmış bir müjde bir nimet olarak.
Evet, dinliyorum.
ENDER DABAN: Bir ayette Allah peygamber Efendimiz (s.a.v)’e: “Ve yükünü indirip-atmadık mı?” [İnşirah Suresi, 2] Diye bildiriyor Hocam, inşaAllah.
ADNAN OKTAR: Evet, üstündeki ağır yükleri, değil mi? Onu Peygamber (s.a.v)’e bir nimet olarak hatırlatıyor Cenab-ı Allah.
ERDEM ERTÜZÜN: peygamberimiz (s.a.v) bir hadisinde “zorlaştırmayınız, kolaylaştırınız” diye buyuruyor.
ADNAN OKTAR: Çok güzel, tabii.
GÖKALP BARLAN: “Nefret ettirmeyiniz, sevdiriniz” diye buyuruyor Hocam, inşaAllah.
ADNAN OKTAR: Evet. Bütün bunlara rağmen bu kafada olmaları şaşırtıcı.
Cenab-ı Allah övüyor, diyor ki: Hz. İbrahim’in dini gibi kolaydı diyor. Sonradan Allah Museviliği zorlaştırdı. İslam’da da yeniden kolaylaştırdı Hz. İbrahim (a.s)’ın dinine dönüş oldu. Cenab-ı Allah diyor ki: “İbrahim’in dini gibi kolaydır.” İslam dini için, Hz. İbrahim (a.s)’ın dini gibi. Hz İbrahim (a.s) mesela çok rahat namazını kılıyor. Mesela kadınlara öyle baskı yok. İslam rahat yaşanıyor, din rahat yaşanıyor, aynı Hz. İbrahim (a.s)’ın dini gibidir. “onun hanif dini” diyor ya, Hanif dini, İslam diniyle arasında hiçbir fark yoktur. Ama diğer dinlerde Cenab-ı Allah zorluk meydana getirmiştir bu doğru.
OKTAR BABUNA: Elçi için Allah: “Onların ağır yüklerini, üzerlerindeki zincirleri indiriyor.” [Araf Suresi, 157] Diye buyuruyor, inşaAllah.
ADNAN OKTAR: Zincirleri ve ağır yükleri kaldırıyor, bir ferahlık meydana getiriyor, evet.
TARKAN YAVAŞ: “Biz dini kolaylaştırdık. Yine de akıllanmayacak mısınız?” buyuruyor, Cenab-ı Allah.
ADNAN OKTAR: O hadisi bir daha söyle Erdem.
ERDEM ERTÜZÜN: “Zorlaştırmayınız, kolaylaştırınız” diye buyuruyor.
ADNAN OKTAR: “Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz.” Evet.
Meryem Suresi 97, şeytandan Allah’a sığınırım: “Biz bunu (Kuran'ı) senin dilinle kolaylaştırdık,” diyor Cenab-ı Allah, “kolaylaştırdık” yani kolayca anlarsınız, kolayca hükmüne uyarsınız, “kolaylaştırdık.” “Yok, öyle değildir” diyor. Allah “kolaylaştırdık” diyor. “Yok, orada sen öyle yazdığına bakma” diyor, “doğru değil o” diyor. Allah akıl fikir versin sana. Ama diyor ki Cenab-ı Allah, “takva sahiplerine müjde vermen ve direnen bir kavmi uyarıp-korkutman için.” Takva sahiplerine bu müjde, ne güzel. “Direnen bir kavmi de, uyarıp-korkutman için” diyor. Direniyor çünkü adam.
Evet, dinliyorum.
MEHMET KÜRŞAT: Bir ayetinde Allah, şeytandan Allah’a sığınırım: “Gerçek şu ki kulluk eden bir topluluk için bunda (Kuran'da) 'açık bir mesaj' (veya gerçek bir çıkış yolu) vardır.” [Enbiya Suresi, 106]
ADNAN OKTAR: MaşaAllah.
YASİN BEY: Kuran’ın başında da, şeytandan Allah’a sığınırım: “Bu kuran yol göstericidir” diye uyarıyor Allah. “Yol gösterici bir kitaptır” diye buyuruyor Allah, muttakiler için.
ADNAN OKTAR: MaşaAllah.
Bak kendilerine nasıl ızdırap veriyorlar, diyor ki Cenab-ı Allah: “Diliniz yalana alıştığı için şu helaldir, bu haramdır demeyin.” Dinde yalan uydurmalarla, kendinize azaba çeviriyorsunuz diyor Allah, “diliniz yalan alıştığı için.” Mesela helal olanı haram yapıyor. Daha ne istiyorsun, helal işte? İllaki haram yapacak. Haramı da helal yapıyor bela meydana getiriyor, dini değiştiriyor yani.
Mesela Leyl Suresi 5 ve 7’de, şeytandan Allah’a sığınırım: “Fakat kim verir ve korkup-sakınırsa,” [Leyl Suresi, 5] Allah’tan korkup sakınırsa, yani Allah’ın dinine uyarsa, İslam’a Kuran’a uyarsa.
“Ve en güzel olanı doğrularsa,” [Leyl Suresi, 6] Hangisi bu? Kuran, Kuran’ın hükümleri, Allah’ın hükümleri.
“Biz de onu kolay olan için başarılı kılacağız.” [Leyl Suresi, 7] Diyor. Ama bak kolay olanı, “kolayda başarılı kılacağız” diyor Allah. Bize mesela bir kolaylık meydana getiriyor, kolayda da başarılı kılıyor. Bak zorluk arayanlar helak oluyorlar, mağlup oluyor, eziliyor. Gelenekçi İslam’ı, Ortodoks İslam’ı arayanlar herkes eziliyor. Ne gerek? Allah’ın nur gibi dinini niye değiştiriyorsun? Allah kolaylık yaratmışken niye zorluk çıkarıyorsun? Ne güzel sevinç içinde yaşa. Ahirette de Cenab-ı Allah sana cenneti müjdeliyor. Cenneti de sana kolaylaştırmış, ne güzel. İlla belanın içinde olacak. Belanın içinde olduğunda, zorlaştırdığında cehenneme gidiyorsun akılsızlık yapma. Kolay olan İbrahim’in dinine uyduğunda, Hanif olan bu İslam dinine, Muhammedi dine uyduğunda cennete gidiyorsun işte. Ama senin zorlaştırdığın dinde, içinden çıkılamaz hale getirdiğin dinde cehenneme gidiyorsun. Hem dünyan cehennem, hem ahretin cehennem, niye belanı arıyorsun mübarek? Yazık günah değil mi sana? Allah günahını affetsin, aklını açsın, basiretini bağlamasın. Nefsin ve şeytanın etkisinde kalıp bu belanın içine sürükleniyorlar. Din ne kadar zor olursa, o kadar iyi olur diye düşünüyorlar.
GÖKALP BARLAN: Bir ayette şöyle buyuruyor Yüce Rabbimiz, kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım: “Siz ölçüyü taşıran bir kavimsiniz diye, şimdi o zikri (öğüt ve hatırlatma dolu Kuran'ı) sizden (uzaklaştırıp) bir yana mı bırakalım?” [Zuhruf Suresi, 5]
“Andolsun, onlara: "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye soracak olsan, tartışmasız: "Onları üstün ve güçlü (aziz) olan, bilen (Allah) yarattı" diyecekler.” [Zuhruf Suresi, 9]
Allah’ın vasıflarını sayabiliyor Hocam detaylı, ona rağmen ölçüyü taşırıyor, Kuran’dan uzak durmak istiyor. Siz daha iyi bilirsiniz, inşaAllah.
ADNAN OKTAR: MaşaAllah. Bak, gelenekçiler de aynı şekilde oluyor. “Cenab-ı Allah” diyerekten böyle özel bir vurguyla söylüyor. Kuran’a niye uymuyorsun? Uymuyor. Orada da samimiyetsiz, Allah’ın adını anarken de samimiyetsiz.
Bakara Suresi 220’de Cenab-ı Allah diyor zaten: “Eğer Allah dileseydi, size güçlük çıkarırdı” diyor. Dininizi isteseydi, güçleştirirdi diyor. Ama güçleştirmedim diyor Allah, kolaylaştırdım diyor. Bunlar da sürekli güçleştirmenin peşinde. Güç olan bir dinin, onur verici bir din olduğuna inanıyor. Musevilerin yanında kendini küçük görüyor. “Böyle kolay din mi olur” diyor. Ben hiç unutmam, baya alim birisi dedi ki, “sırf Kuran’a göre olmuş olsa, maazAllah” diyor, “din o kadar kolay olur ki o zaman” diyor. Gülüyor hayret ediyor, “her şey çok kolay o zaman” diyor. “Namaz kolay, her şey kolay” diyor. Daha ne istiyorsun işte, güzel. Beğenmiyor.
MEHMET KÜRŞAT: Allah bir yetinde, şeytandan Allah’a sığınırım: “Haberin olsun; halis (katıksız) olan din yalnızca Allah'ındır. O'ndan başka veliler edinenler (şöyle derler:) "Biz, bunlara bizi Allah'a daha fazla yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz." Elbette Allah, kendi aralarında hakkında ihtilaf ettikleri şeylerden hüküm verecektir. Gerçekten Allah, yalancı, kafir olan kimseyi hidayete erdirmez.” [Zümer Suresi, 3]
ADNAN OKTAR: Allah’a iyilik olsun diye yapıyoruz diyorlar, değil mi? Allah rızası için yapıyoruz. Allah da, şiddetle reddediyor. Lüzumu yok yaptıklarınızın diyor, böyle bir şey yok, benim böyle bir talebim de yok diyor Cenab-ı Allah.
TARKAN YAVAŞ: Cenab-ı Allah: De ki: "Siz Allah'a dininizi mi öğreteceksiniz? [Hucurat Suresi, 16] diye buyuruyor, inşaAllah.
ADNAN OKTAR: Tabii.
GÖKALP BARLAN: Başka bir ayette şöyle buyuruyor Yüce rabbimiz, kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım: “Kim İslam'dan başka bir din ararsa asla ondan kabul edilmez.” [Ali İmran Suresi, 85]
ADNAN OKTAR: Adam ilk başta Yahudilerle, Musevilerle rekabet halinde. Sarığı bile Musevilerin taktığı gibi yapıyorlar. Mesela Peygamberimiz (s.a.v) sarkıtıyor, öyle yapmıyorlar böyle tam sarıp yapıştırıyorlar. Bu camilerde hocaların yaptığı sarık var ya, Musevilerle aynısı. Museviler sarkıtmaz, aynısını yapıyorlar. Her şey aynı. Recmetmek, kadınları taşlayarak öldürmek aynı. Kadınlara yapılan bütün muameleler tamamı aynı. O gariplerim nasıl ızdırap çekiyor o hanımlar, nasıl ızdırap çekiyorlar, boş yere. Bir de kafalarını da kazıtıyor onar bilinmiyor o. Onların kafalı hep öyle saçı olmuyor onların, üstüne peruk takıyorlar. Yazık günah, şu çileye bak.
OKTAR BABUNA: Bazı kimseler de Kuran’ın hadislere ihtiyacı vardır, hadislerin Kuran’a ihtiyacı yoktur” diyorlar. Allah Kuran’da, şeytandan Allah’a sığınırım: “Biz Kitap'ta hiç bir şeyi noksan bırakmadık.” [En'am Suresi, 38] “Siz (ondan) sorulacaksınız.” [Zuhruf Suresi, 44] Diyor, inşaAllah.
ADNAN OKTAR: “Onlar, Allah'ın kadrini” yani üstünlüğünü, güzelliğini, şefkatini, sevgi dolu oluşunu, “hakkıyla takdir edemediler” diyor, anlayamadılar diyor Cenab-ı Allah. [Hac Suresi, 74] Anlamamakta da direniyorlar.
Evet, dinliyorum.
BÜLENT SEZGİN: Şeytandan Allah’a sığınırım: “Ve onların içinden, sabrettikleri zaman emrimizle doğru yola iletip-yönelten önderler kıldık; onlar bizim ayetlerimize kesin bilgiyle inanıyorlardı.” [Secde Suresi, 24]
ADNAN OKTAR: Ayete inanıyor, hadislere değil.