Sayın Adnan Oktar'ın 3 Ocak 2010 tarihli röportajından Maide Suresi ile ilgili açıklamalar.
SUNUCU: “Sevgili Hocam. Maide Suresi 35. ayetinde “Ey iman edenler, Allah’tan korkup sakının ve O’na vesile arayın O’nun yolunda cehd edin. Umulur ki kurtuluşa eresiniz.” diye Allah bildiriyor. Hocam ayette geçen vesile arama nasıl olmalıdır? Düşünürken, ibadet ederken, yaşarken nasıl vesileler arayabiliriz?” Esat Manisalı Bilecik’ten soruyu yöneltmiş.
ADNAN OKTAR: Mürşid aramak. Bilim bunun içinde. Yani bilenlerden sormak ama en güzeli tabii düşünmek bilim yöntemiyle bunu elde etmek. Mesela insanın yaratılışı. Nasıl araştırıyoruz? Paleontolojiden delillere bakıyoruz, insanın yaratılışı hakkında geniş bilgi edinebiliyoruz. Veyahut hücre bilimi veyahut daha detaylı araştırmalar yapan bilim dallarından Allah’ın sanatını görüyoruz. Çünkü Cenab-ı Allah diyor ki şeytandan Allah’a sığınırım, “Ancak ilim sahipleri Allah’tan gereği gibi korkarlar” diyor. Bilimle meşgul olan insanlar Allah korkusunu çok iyi yaşayabiliyorlar. Çünkü detayları görebiliyorlar. Ama cahil insan çok dar görür yani mesela çok 360 derece ise bir görüş alanı bir insanın, cahil insan 10 derecesini görebiliyor, 20 derecesini görebiliyor ama alim olan insan mesela 280 derece bazı insanlar da 360 derece görebiliyor. Kuran’ın kastettikleri bunlar yani inşaAllah sebebe sarılma, bilimle Allah’ın sanatını keşfedip Allah’a hayranlığımızı, Allah’tan korkumuzu arttırmak. Bunlardır.
Sayın Adnan Oktar’ın 5 Ocak 2014 tarihli sohbetinden Maide Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: (Maide Suresi 35) Şeytandan Allah'a sığınırım. "Ey iman edenler Allah'tan korkup sakının" Bak Allah'tan korkmak her şeyin başı Allah korkusu. "Ve sakının" yani helale, harama dikkat edin. "Sizi Allah'a yaklaştıracak vesile arayın" kitaplar okuyun, iman hakikatleri okuyun, sohbetler dinleyin, düşünün, her şeyi tahkik edin, amacınız Allah'a yakın olmak olsun, Allah'ı tanımak olsun." Allah yolunda mücadele edin Umulur ki kurtuluşa erersiniz" yani bilgini artırdıktan sonra gece gündüz İslam'ı tebliğ etmek, Allah'ın dinini yaymaya gayret etmek. "Andolsun elçilerimiz onlara apaçık belgelerle gelmişlerdir." Ebcedi 2016'yı veriyor Hz. Mehdi (a.s)’a ve Hz. İsa Mesih (a.s)’a da bakıyor ayet. (Maide Suresi 32) Maide Suresi 32'de yeminle söylüyor Cenab-ı Allah bak. "Andolsun elçilerimiz onlara apaçık belgelerle gelmişlerdir." Apaçık belge ne? Kuran'ın hükümleri, Kuran'ın hükümleri apaçık belgedir. Ondan geri hurafelerle din yayılmaz, apaçık belge ile yayılır din. Ben dini anlatıyorum, neyle? Hurafe ile anlatıyorum diyor. Hurafeci Hocaların anlattığı din anlayışından İslam alemi cehenneme döndü, hurafe İslam alemini cehenneme çevirdi. Ama kuralla anlatılırsa, "elçilerimiz onlara apaçık belgelerle gelmişlerdir." Apaçık değil ki onlar, getirdikleri, bağnazların getirdikleri hurafeler karanlık belgeler, simsiyah, uydurma, zan ve tahminle ortaya atılmış yalanlar. Öyle belge olmaz, apaçık belge olması lazım apaçık belge nedir? Kuran. 2016'da, demek ki güzel şeyler olacak, inşaAllah.
Sayın Adnan Oktar'ın 30 Kasım 2015 tarihli sohbetinden Maide Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Maide Suresi 35 şeytandan Allah’a sığınırım. Cenab-ı Allah “Ey iman edenler, Allah'tan korkup-sakının ve (sizi) O'na (yaklaştıracak) vesile arayın; O'nun yolunda cihad edin, umulur ki kurtuluşa erersiniz.” (Maide Suresi, 35) diyor. Vesile; iman hakikatleri Allah’a yaklaştıracak, Kuran mucizeleri, işte bizim yaptığımız da bu. Vesile arıyoruz mesela proteinin yapısını araştırıyoruz. Hücrenin yapısını, koful, mitokondri, golgi cisimciği, her şeyi araştırıyoruz. Her türlü haberi, her türlü ahir zaman haberini, Mehdiyetle ilgili bilgileri, Darwinizmin yanlışlığını, paleontolojik delilleri; hepsini ortaya koyuyoruz. Böylece hem Allah’ın varlığını birliğini ispat etmiş oluyoruz, hem de hepimizin Allah’a daha çok yaklaşması için sebebe sarılmış oluyoruz, vesile aramış oluyoruz ve vesileyi de bulmuş oluyoruz. “Vesile arayın” diyince Cenab-ı Allah, vesileyi bulacaksınız diyor zaten. Yani vesileleri bulacaksınız. Biz de, vesileleri bu şekilde ararız. Çünkü bütün mesele Allah’ın varlığına ve birliğine samimi iman etmektir. Kuran’ın neredeyse yüzde yetmişi, imansızların meydana getirdiği tahribat ve ona karşı yapılacak Müslümanların yapılacak faaliyetinden bahseder Allah. En büyük sorun olarak Allah onu belirtir, yani imansızlık sorunu. İmansızların yaptığı tahribat, hep onu anlatır Kuran. Dolayısıyla iman hakikatleri, mesela Risale-i Nur bir vesiledir. Allah diyor “vesile arayın”, müminler vesile aradılar, Risale-i Nur’u buldular, vesileydi bu. Harun Yahya kitapları bir vesiledir. O kitabı bulduğunda adam, iman hakikatlerini buluyor, Allah’a yaklaşmaya vesile oluyor. Vesile, yaklaşma vasıtası.
Maide Suresi 35’de Allah “vesile arayın” dediğine göre, Allah’a yaklaştıracak vesile, iman hakikatleri birinci planda Müslüman’ın birinci konusu olacak. İsra Suresi’nde yine şeytandan Allah’a sığınırım “Rablerine yaklaşmak için bir vesile arıyorlar.” (İsra Suresi, 57)
GÖKALP BARLAN: Ayette de Rabbimiz şöyle buyuruyor Adnan Bey, şeytandan Allah’a sığınırım; “Kesin bilgiyle iman edenlerden olması için ona göklerin ve yerin melekutunu gösteriyoruz” (En'am Suresi, 75) diye buyuruyor, inşaAllah.
ADNAN OKTAR: Evet, o ayette tam delili. Bir daha söyle.
GÖKALP BARLAN: Allah, Hz. İbrahim (a.s)’a “Kesin bilgiyle iman edenlerden olması için ona göklerin ve yerin melekutunu gösteriyoruz” (En'am Suresi, 75) diye buyuruyor.
ADNAN OKTAR: Evet, delilleri görüyordu, iman etmesinin güçlenmesi için.