Sayın Adnan Oktar'ın 1 Eylül 2010 tarihli röportajından Nahl Suresi ile ilgili açıklamalar.
Sayın Adnan Oktar'ın 25 Şubat 2011 tarihli röportajından Nahl Suresi ile ilgili açıklamalar.
Sayın Adnan Oktar'ın 24 Ekim 2011 tarihli röportajından Nahl Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Tamam. Efendim, şeytandan Allah’a sığınırım: “Erkek olsun, kadın olsun” diyor Cenab-ı Allah 97. ayette, Nahl Sûresi: “Erkek olsun, kadın olsun, bir mü’min olarak kim salih bir amelde bulunursa” şeytandan Allah’a sığınırım, yani samimi davranırsa, samimi bir ibadette, Allah için hayırlı bir şey yaparsa, “Hiç şüphesiz Biz onu güzel bir hayatla yaşatırız” mucize, yani kim olursa olsun bunu yaparım diyor bak Allah, “Erkek olsun, kadın olsun, bir mü’min olarak kim salih bir amelde bulunursa” yani samimi ve candan yaşarsa, halis, Allah’tan korkarak, Allah’ı severek yaşarsa, “Hiç şüphesiz” diyor bak Allah, bir mucize var burada dikkat etsin herkes, net mucize, “Hiç şüphesiz Biz onu güzel bir hayatla yaşatırız” hayatı güzel oluyor, hep güzel oluyor hayatı. “Ve onların karşılığını yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz” Cennette de en güzel şekilde ödüllendiririm diyor Allah, en başta rızasıyla inşaAllah, “Öyleyse Kuran okuduğun zaman, kovulmuş şeytandan Allah’a sığın” neden sık sık Allah’a bu duada bulunuyoruz? ‘Ya Rabbi’ diyoruz, değil mi? ‘Kovulmuş şeytandan sana sığınırız’ diyoruz inşaAllah. “Gerçek şu ki, iman edenler ve Rablerine tevekkül edenler üzerine onun (şeytanın) hiçbir zorlayıcı gücü yoktur” Bak iman ediyor, ama ‘ben iman ettim’ demeyle bitmez. Ne yapacak? Tevekkül edecek. Her şeyden, hastalıktan, dertten, saldırıdan, şundan bundan, küfrün azgınlığından, münafıkların azgınlığından, her türlü dertten korkmayacak, Allah’tan korkacak ve Allah’a tevekkül edecek. Her şeyin Allah tarafından yaratıldığını bilecek, kendini Allah’a teslim edecek. “Üzerine onun (şeytanın) zorlayıcı bir gücü yoktur” o zaman vesvese olmuyor işte, rahat oluyor Müslüman, zorlayıcı bir etkisi olmaz. Allah’a iman edecek, birde Allah’a tevekkül edecek. Şeytanın gücü böyle bir insana yetmiyor. İman etmiş, ama tevekkül yoksa şeytan musallat olur. İman ediyor, ama Allah’a tevekkül etmiyor, ondan korkuyor, bundan korkuyor, şundan çekiniyor, yok bilmem ne oluyor, işte hasta oluyor. İşte bir yerinde bir ben çıkıyor, ‘aa ben kanser mi oldum’ diyor, birinden bir şey duyuyor; ‘acaba bana bir oyun mu oynayacaklar, bir kötülük mü olacak, bir felaket mi olacak, işte şurası başıma mı yıkılacak, şöyle mi olacak?’ Olmaz. Olacak olan olur zaten, Allah’a tevekkül edecek Müslüman inşaAllah.
Evet, “Onun zorlayıcı gücü ancak onu veli edinenlerle, onunla O’na (Allah’a) ortak koşanlar üzerinedir” bak şeytan gücünü kimlerde kullanıyor? Onu veli edinenlere, yani adam teslim olmuş şeytana, onlara tam hakim olur diyor Allah, yani etkiler onları diyor, zorlayıcı gücünü kullanır onlarda diyor. “Ve şeytanla O’na (Allah’a) ortak koşanların üzerinedir” yani her türlü şeytani çıkarla Allah’a şirk koşmak. Münafık ve müşrik karakteri, bunda da diyor Allah; etkili olur diyor şeytan. Onlar da sapıtıyorlar. İşte, çocuklarını şeytan kullanıyor bazen, bazen mesleğini kullanıyor, bazen ticaretini kullanır; mallar, oğullar, yarım kalmasından korkulan ticaret, “Akim kalmasından korktuğunuz ticaret” diyor, babalarınız, oğullarınız, eşleriniz, yarım kalmasından korktuğunuz ticaret, evleriniz, arkadaş çevresi. “Eğer” diyor “Allah’tan, onun elçisinden ve Allah yolunda cihat etmekten” Allah yolunda cehd etmek, gayret etmek, İslam’ı yaymaktan tebliğ etmekten, “Daha üstünse bunlar” diyor, “Bekleyin” diyor Allah. İşte bu adamlar şeytana uymuş oluyorlar, yani kafasını oğullarına takmış, babasına takmış, ailesine takmış, ticarete takmış, arkadaş çevresine takmış, işte facebookta orada burada, artık neredeyse arkadaş çevresi onlara takmış, ticarete kafasını takmış, fakat Allah’ı unutmuş. Halbuki bütün bunlar Allah için değer kazanır, bir anlam kazanır. Allah için değilse hiçbir önemi yoktur. “Eğer” diyor Allah, “Bana önem vermeyip de bunlara önem veriyorsanız bekleyin” diyor Allah, “Ben size gereğini yapacağım” diyor, “Karşılığını vereceğim size” diyor, inşaAllah. Evet, şeytandan Allah’a sığınırım, 102. ayet: “De ki: İman edenleri sağlamlaştırmak” bak iman ediyor ama güçlü değil, ne yapmak gerekiyor? Sağlamlaştırmak. İmanının sağlamlaşması nasıl olur? İman hakikatleri ile olur, düşünerek olur, derin düşünerek olur. “Müslümanlara bir müjde ve hidayet olmak üzere onu (Kuran’ı) hak olarak Rabbinden Ruhu’l-Kudüs indirmiştir” Kuran’ı, Kuran bir müjdedir ve bir hidayettir inşaAllah, insanların hidayetine vesile olan bir kitaptır. Kuran’a uydun mu hidayete uymuş olursun inşaAllah. “Ve müjdedir” nasıl müjdeliyor Allah bizi? Bir kere rızasıyla müjdeliyor, Allah’ın rızasını kazanmış oluyoruz inşaAllah, iki; Cenneti, üç; dünya hakimiyeti, dört; dünyada huzurlu ve güzel hayat. Orada müjdeliyor ayette, gördünüz inşaAllah.
Sayın Adnan Oktar’ın 14 Ocak 2012 tarihli röportajından Nahl Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Nahl Suresi 94. Şeytandan Allah’a sığınırım. “Yeminlerinizi kendi aranızda, bir bozgunculuk unsuru edinmeyin” diyor Cenab-ı Allah, “sonra sapasağlam basan ayak kayar ve Allah’ın yolundan alıkoyduğunuz için kötülüğü tadarsınız. (Ayrıca) Büyük azapta sizin içindir. 95-Allah’ın ahdini ucuz bir değere satmayın. Eğer bilirseniz, Allah katında olan sizin için daha hayırlıdır.” Mesela vardır bazıları, ‘eğer bu kişiyle bir daha görüşürsem, Allah beni helak etsin, yemin ediyorum görüşmeyeceğim’ diyor. Müslüman kardeşine böyle yemin olur mu? Bakın ne diyor Cenab-ı Allah: “Allah’ın ahdini ucuz bir değere satmayın.” Mesela geçici bir kin için, geçici bir nefret için veyahut mesela parasını ödemedi diye ‘ömür boyu bir daha görüşmeyeceğim’ diyor, yemin ediyor. Böyle yemin olmaz diyor Cenab-ı Allah. 96-“Sizin yanınızda olan tükenir, Allah’ın katında olan ise kalıcıdır. Sabredenlerin karşılığını yaptıklarının en güzeliyle biz muhakkak vereceğiz.” Sabretmek, insanın dengeli olmasını sağlar. İnsanların çoğu sabredemediği için rezalet çıkar. Dostlukları gider, sevgileri gider, kavga ederler, tahammülsüzlükten acayip bir kin meydana gelir. Sabır sevginin ilacıdır. Sabrı ortaya koyduğunda, her türlü anormalliği çözen bir merhem gibidir, her türlü hastalığı çözer sabır.
97-“Erkek olsun, kadın olsun, bir mümin olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz biz onu güzel bir hayatla yaşatırız.” Bakın diyor ki Allah, samimi olan kadın veya erkek, ben onu güzel bir hayatla yaşatırım diyor. Ama bakın şartı; samimi olması. Bu bir mucize; net, güzel hayatla yaşatırım diyor Allah, yani ikinci bir ihtimal söylemiyor Allah. “Ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz. 98-Öyleyse Kuran okuduğun zaman, kovulmuş şeytandan Allah’a sığın.” Şeytandan Allah’a sığınmak farz, Kuran okunduğu zaman. 99-“Gerçek şu ki, iman edenler ve Rablerine tevekkül edenler üzerinde onun (şeytanın) hiçbir zorlayıcı-gücü yoktur.” Bakın, iman edenler ve Rablerine tevekkül edenler. Rabbine tevekkül ettiğinde ne olur bir insan? Son derece rahat eder. Bir, iman ediyor, iman etmeden zaten tevekkül olmaz, iman ettikten sonra, hakkıyla iman edince, tevekkül edince, biri kötü bir söz söylüyor, tevekkül ettiği için bunu Allah yaratıyor diyor, rahat. Parasını kaybediyor, Allah yarattı diyor, rahat. Bir hastalık geliyor, Allah yarattı diyor, rahat. Makamını, mevkisini kaybediyor, Allah yarattı diyor, rahat. Hiçbir şey onda yıkıcı etki meydana getirmiyor, yıkıcı karşılık vermiyor, öfkelenmiyor, sinirlenmiyor, asmıyor-kesmiyor, hiçbir şey yapmıyor, makul dengeli insan oluyor. Dolayısıyla şeytanın avucuna düşmemiş oluyor. Öbür türlü de, öfkeyle kalkan zararla oturuyor, başını belaya sokuyor. Ya kendine zarar veriyor, ya etrafındakilere zarar veriyor, sevdiği kişileri kaybediyor, dostlarını kaybediyor, öfke onu geriyor. “Gerçek şu ki, iman edenler ve Rablerine tevekkül edenler üzerinde onun (şeytanın ) hiçbir zorlayıcı gücü yoktur.” Yani, sizi etkileyemez diyor Allah, zorlayıcı gücü yoktur. Öbür türlü olduğunda, zorlayıcı gücü oluyor işte. Adam, ‘dayanamıyorum ağabey’ diyor, ‘dayanamadım’ diyor ve belanın içerisine giriyor. 100-“Onun zorlayıcı-gücü ancak onu veli edinenlerle” artık bağlanmış, “onunla O’na (Allah’a) ortak koşanlar üzerindedir.” Şeytanla Allah’a ortak koşuyor.