Sayın Adnan Oktar'ın 7 Şubat 2010 tarihli röportajından Nisa Suresi ile ilgili açıklamalar.
CİHAT GÜNDOĞDU: Nisa Suresinde yine Allah münafıklardan bahsediyor. “Gerçek şu ki, münafıklar (sözde), Allah'ı aldatmaktadırlar. Oysa O, onları aldatandır. Namaza kalktıkları zaman, isteksizce kalkarlar. İnsanlara gösteriş yaparlar ve Allah'ı ancak çok az anarlar. Arada bocalayıp dururlar. Ne onlarla, ne bunlarla. Allah kimi saptırırsa, artık sen ona yol bulamazsın.”
Sayın Adnan Oktar'ın 22 Mart 2012 tarihli röportajından Nisa Suresi ile ilgili açıklamalar.
A9TV Televizyonu Adnan Oktar Harun Yahya Sohbetler Belgeseller A9 TV Yeni Frekansımız: Türksat 3A Uydusu FREKANS: 12524 Dikey Batı Sembol Oranı: 22500
ADNAN OKTAR: Bismillah. Nisa Suresi, 142-“Gerçek şu ki, münafıklar (sözde), Allah'ı aldatmaktadırlar.” Kendi kafalarına göre Allah’ı aldattıklarını zannediyorlar. Mesela münafıkların anlattıklarına bakarsanız, inanıyormuş gibi gösteriyorlar kendilerini ve münafık anlattığına kesin inanmaz. Farzedelim Amerikan bizonu normalde eski çakallardan, eski cinsi sapıklardan. İt kopuk yani çakal bir tip, esrar falan içen bir tip. Anlattığı hurafeye bu inanıyor mu? Hiçbir şekilde inanmaz. Ama onun hurafeye ihtiyacı var. Çünkü etrafındaki insanların da inanmadıkları halde o hurafeye inanıyor gibi görünüp, o sistemi devam ettirmeleri gerekiyor. Çünkü düz, akılcı bir faaliyette, zaten enaniyet yapacak bir durumu olmaz. İttihad-ı İslam’ı savunacaktır, Türk İslam Birliği’ni savunacaktır, Mehdiyet’i savunacaktır. Dolayısıyla o kendine hizmet ettiren sistemi yıkılacaktır. Bunu istemez. Onun için ne istiyor? Hurafeyi alabildiğine savunmak. Böyle garip bir sistem. Nasıl komünist sistemde herkes komünistlikten nefret ettiği halde kendilerini komünist gösterir. Komünizmin hakim olan mahallelerde eskiden öyleydi, Ankara’dayken biliyorum ben, daha önce Komünizme şiddetle karşı olanlar, mahalleyi komünistler işgal edince, hepsi komünist kesilmişlerdi. Komünistlerden daha komünistlerdi. Korku belasına komünist takılıyorlardı. Yobazda etrafı yobaz olunca, o çıkar sisteminin içinde çıkarının kopmaması için, kendini o da hurafeci yobaz olarak gösterir. Aslında inanmaz. “Oysa O, onları aldatandır.” Allah onları aldatıyor diyor. Onlar Allah’ı aldattıklarını zannediyorlar ama Allah onları aldatıyor diyor Cenab-ı Allah.
“Namaza kalktıkları zaman, isteksizce kalkarlar.” Bu münafıkların ana özelliğidir. “İnsanlara gösteriş yaparlar.” Ne ile? Aklınıza gelen her şeyle. Sarıkla, cübbeyle, kılıçla, odunla, bayrakla, ama kendi eliyle yaptığı bayrakla, misvakla, kimsenin bilmediği yeni yeni güya buluşlarla, yeni yeni üsluplarla, yeni yeni yöntemlerle gösteriş yaparlar. Dikkat ederseniz yobazlarda gösteriş çok yoğundur. Ama samimi Müslümanlarda bir tatlılık, bir güzellik vardır. Mesela Şeyh Nazım Hocamız sarık takar ama hakkını verir, gerçek sarıktır. Cübbe giyer ama hakkını verir gerçek anlamda yapar. Tevazusu, şefkati, güzelliği, her yerinden belli olur. Mesela ben o konuşmasını görmemiştim, Mahmut Hocam ile konuşuyor telefonda. Diyor ki: “Şeyhimizin ellerinden öpüyorum” Bakın, daha yaşlı, işin doğrusu, çap olarak, dünyadaki talebe sayısı olarak kıyası kabil değil, dünya çapında çok büyük Şeyh’tir Şeyh Nazım Hocamız. Bakın, “elini öpüyorum” diyor, görüyor musunuz? Enaniyetli münafık bir Şeyh bunu söyleyemez. Dünya tatlısı. Her yere sevgi saçan, her yere muhabbet saçan bir insan. Hiçbir şekilde gösteriş yapmaz. Hepsi içinden geldiği için açıkça belli oluyor. Ama münafığın pis bir elektriği vardır, anlarsın yaptığı oyunları, sahtekarlıkları.
143-“Arada bocalayıp dururlar. Ne onlarla, ne bunlarla.” Ne Müslümanlara, ne küfre. “Allah kimi saptırırsa, artık sen ona yol bulamazsın.” Sapıttın mı yol bulamıyor.
144- “Ey iman edenler, mü'minleri bırakıp kafirleri veliler (dostlar) edinmeyin. Kendi aleyhinizde Allah'a apaçık olan kesin bir delil vermek ister misiniz?” Kesin bir delil oluşmuş olur diyor Allah. Müslümanlara karşı ne yapıyor adam? Kafirlerle iş birliği yapıyor, onları veli ediniyor. Onlar diyor ki; “Yahudileri veli edinmeyin, Hıristiyanları veli edinmeyin” diye ayet geçiyor diyor. Allah bak, “kafirleri veli edinmeyin” diyor aynı zamanda. Baban kafir. Niye veli ediniyorsun? Yalakalık yaptığın gazeteci kafir. Niye veli ediniyorsun? Yalakalık yaptığın iş adamı kafir. Niye veli ediniyorsun? Kendi çocuğun küfür içinde. Kafir derken küfre düşmüş. Onu da veli ediniyorsun. Kendi karın, üslubundan, konuşmasından küfre düştüğü anlaşılıyor. Onu da veli ediniyorsun. Hani veli edinmiyordun, akıl veriyordun. Demek ki küfür varsa ittifak olmuyor. Küfür ediyorsa, dine, mukaddesata, İslam’a. Kendi halindeyse, bir şey yok. Yani karışmayız. Çünkü Allah diyor; “din konusunda sizinle mücadele etmiyorlarsa, ona iyilik etmenizden Allah sizi men etmez” diyor Allah. “iyilik yapmanıza karşı olmaz Allah” diyor. Kuran ayeti.
145-“Gerçekten münafıklar, ateşin en alçak tabakasındadırlar. Onlara bir yardımcı bulamazsın.” En aşağılık mahluklar münafıklar. Mesela Şeyh Nazım Hocamız’ın büyük halifelerine bakıyoruz, Şeyh Ahmet Efendi’ye bakıyoruz, nur gibi Müslüman. Çok mütevazi, halim, selim, son derece candan, hak nerede o, o tarafta. Şeyh Adnan Efendi’ye bakıyoruz, çok efendi, çok halim. Şeyh Hişam Hazretleri’ne bakıyoruz, çok efendi, çok halim ve çok candan. Şeyh Hasan Efendi var, yine Şeyhimizin halifelerinden. Tevazu, muhabbet, güzellik üzerinde. Mesela koskoca şeyh elimi öptü, Şeyh Hasan Efendi, maşaAllah. Şeyh Bahaddin Efendi tevazunun, güzel ahlakın, güzel örneği. Şeyhimizin evladı aynı zamanda. En az yedi, sekiz kere elimi öpmüştür burada, maşaAllah. O kadar güzel ahlaklı insan. İlmi, irfanı ama bir de münafıklara bakalım. Mesela bu Amerikan Bizonu. Elinden, yüzünden akıyor melanet, enaniyet ve azgınlık. Şeyhimizin üslubuna karşı çok küstah bir üslubu var, çok ahlaksız bir üslubu var. Neidüğü belirsiz.