Adnan Oktar'ın 23 Nisan 2011 A9 Tv, Aksu Tv Ve Gaziantep Olay Tv'deki Canlı Sohbetinden
ADNAN OKTAR: Tevbe Suresi çıktı. Şeytandan Allah'a sığınırım, 23. ayet. "Ey İman edenler, eğer imana karşı inkarı sevip-tercih ediyorlarsa", imanın karşıtı olarak inkar. Kuran'ı inkar etmek, İslam'ı inlar etmek, materyalizmi savunmak, komünist düşünceyi savunmak, böyle bir durum varsa. "Babalarınızı ve kardeşlerinizi veliler edinmeyin”, onları korumakla mükkellef olmazsınız o zaman diyor Allah, yakın olmakla mükellef olmazsınız. "Sizden kim onları veli edinirse, işte bunlar zulmeden kimselerdir", Allah bunu zulüm olarak alıyor. Eğer bağlılık gösterirse, sadakat gösterirse zulüm olarak gösteriyor. Uzak durmaları gerektiğini söylüyor, Allah. Tevbe Suresi, 24. ayet: "De ki: 'Eğer babalarınız, çocuklarınız'", İnsanların en çok güvendikleri babalarıdır, babalarını ekonomik kaynak olarak da görürler. "'Çocuklarınız, kardeşleriniz, eşleriniz (beyi veya hanımı) aşiretiniz (arkadaş çevresi) kazandığınız mallar, az kar getireceğinden korktuğunuz ticaret ve hoşunuza giden evler, sizlere Allah'tan, O’nun Resulü'nden ve O'nun yolunda cehd etmekten” (emri bil mahruf nehyi anil münker)”, yani Mehdi (a.s.)'nin yaptığı bir faaliyet gibi faaliyet yapmaktan, "daha sevimli ise", yani onları Mehdiyete tercih ediyorsanız. "'Artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyin” ölüm gelinceye kadar bekleyin diyor, o zaman da nasıl karşılık alacağınızı göreceksiniz” diyor, Allah. "Allah fasıklar topluluğuna hidayet vermez". “Fısk içinde olursanız hidayet vermem” diyor, Allah. “Ticaret yüzünden İslam'ı yaymaktan vazgeçmeyeceksiniz. Mal kazanacağım diye İslamiyet'ten vazgeçmeyeceksiniz” diyor. “Evlerde oturmak için, hoşunuza giden ev yüzünden, ev alabilmek yüzünden, iyi bir eve sahip olma amacıyla Müslümanlıktan, İslam'ı yaymaktan, Mehdiyetten vazgeçmeyeceksiniz” diyor, Allah. “Babalarınızın yüzünden, çocuklarınız yüzünden, kardeşleriniz yüzünden onların sebebiyle vazgeçmeyeceksiniz. Yakın arkadaş çevreniz nedeniyle de vazgeçmeyeceksiniz. Bunu yaparsanız helak ederim sizi” diyor, Allah. Bir üstteki ayette de zaten babaların, hakkı inkar eden bir tavrı olduğunda onları terk etmeyi söylüyor, Allah. Babası, annesi, akrabası, ailesinden herhangi bir fert, dayısı amcası kim olursa olsun. İslam'ı, Kuran’ı yaymakta, Mehdiyete yardım etmekte Müslümanı engelliyorsa bunun terk edilmesi gerektiğini, bu yapının terk edilmesi gerektiğini sarih, açık muhkem ayetle, Allah emrediyor. Aksi haramdır. 23 ve 24. ayet çünkü hiçbir şekilde başka türlü de yorumlanmaya da açık değil ayet. Çünkü çok sarihaten muhkem olarak açıklanmış. Muhkem ayette ikinci bir açıklama olmaz.
ADNAN OKTAR'IN KAHRAMANMARAŞ AKSU TV'DEKİ CANLI RÖPORTAJI
(17 OCAK 2011)
ADNAN OKTAR: Tevbe Suresi, 24. Şeytandan Allah’a sığınırım. “De ki: "Eğer babalarınız, çocuklarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz,” arkadaş çevreniz, “kazandığınız mallar, az kar getireceğinden korktuğunuz ticaret ve hoşunuza giden evler, sizlere Allah'tan, O'nun Resûlü’nden ve O'nun yolunda cihad etmekten” Allah’ın dinini yaymaktan, tebliğ yapmaktan “daha sevimli ise, artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyedurun. Allah, fasıklar topluluğuna hidayet vermez.” Bunu Mehdi (a.s.)’a, Mehdiyet’e göre yorumladığımızda; babalarına, çocuklarına, kardeşlerine, eşlerine, aşiretine, mallarına, ticaretine ehemmiyet vermeyecek. Önce Allah’ın dinine önem verecek Mehdiyet demek ki, inşaAllah. Demek ki insan babasının yüzünden dinini terk etmeyecek. Çocukları yüzünden tebliği bırakmayacak. Kardeşlerinin çıkarı için tebliği bırakmayacak. Eşlerinin çıkarı için tebliği bırakmayacak, facebook, ordan burdan arkadaşlarının teşvikinden dolayı, tebliği, İslam’ı ve dini yaymayı bırakmayacak. Kazandığı mallar yüzünden tebliği bırakmayacak. Az kar getireceğinden korktuğu ticaretten dolayı; İslam’ı dini yaymaya çalışırsam ticaretim azalar diye dini, İslam’ı yaymaktan vazgeçmeyecek. Hoşuna giden evler; gidip evde akşama kadar oturmak için; benim evim güzel, evimde oturayım diye İslam’ı tebliğ etmekten vazgeçmeyecek. “Sizlere Allah'tan, O'nun Resûlü’nden ve O'nun yolunda cihad etmekten daha sevimli ise,” bunlar size daha sevimli geliyorsa, bakın “Sizlere Allah'tan, O'nun Resûlü’nden ve O'nun yolunda cihad etmekten” İslam’ı yaymaktan “daha sevimli ise, artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyedurun.” Allah belanızı verinceye kadar bekleyin, ki vereceğim belanızı, diyor inşaAllah. Onun için biz Allah için yaşayacağız, inşaAllah. Sadece Allah için, Allah rızası için.
ADNAN OKTAR’IN A9 TV’DEKİ CANLI SOHBETİ (2 ARALIK 2011; 20:00)
ADNAN OKTAR: “De ki” diyor Cenab-ı Allah,“eğer babalarınız,” münafıklar kime düşkün? Öncelikle babasına düşkün. Sonra kime? “Çocuklarınız,” çocuklarına düşkün. Kafası hep onda kalıyor. Sonra münafıkların en çok üstünde durdukları ne? “Kardeşleriniz,” kafası kardeşlerine takılır kalır. “Din mi, Allah mı, Kitap mı, İslam’a hizmet mi; kardeşlerin mi?” desen, “kardeşlerim” der. “Eşleriniz,” kafası eşine takılır münafığın. Yani “din mi, Allah mı, Allah yolunca mücadele mi? Hangisini tercih edersin?” “Eşim” diyor. Eşine takılıyor. “Aşiretiniz,” yani arkadaş çevresi; Facebook’ta şurada burada var arkadaş, kimse. “İslam’a hizmet mi, davaya hizmet mi; hangisi?” “Aşiret” diyor. “Kazandığınız mallar,” ne kazandıysa; az da olsa, çok da olsa elde ettiği ganimet, mallar; ona çok titiz olur münafıklar. Kimsenin eline geçmesini istemez, kendisine ait olmasını ister. Allah yolunda onu kullanmayı istemez. Onu bir enayilik gibi görür. “Az kar getireceğinden korktuğunuz ticaret,” az kar getirmesinden nasıl korkar? Ticarete bütün gücüyle ağırlık vermek ister, bütün dikkatini vermek ister. İslam’a, Kuran’a vakit ayırdığında ticaretten kaybedeceğini düşünür. O yüzden İslam’a vakit ayırmak istemez. “Ve hoşunuza giden evler,” hangi ev? Sokaktaki bir ev değil. Kendisine ait ev, ailesine ait ev hoşuna gider. Çünkü mülkü kendi üstüne ait olduğu için oraya ağırlık verir. Müslüman evine gitmek istemez. Münafık kendine ait, münafıkların olduğu, dinsizliğin hakim olduğu eve gitmek ister. Onun için Allah “hoşunuza giden evler” diye ona dikkat çekiyor. Bütün bunları sayıyor Allah, “sizlere Allah'tan, O'nun Resul’ünden,” yani Allah’ın elçisinden, imamından, İslam yolunda mücadele eden liderden, “ve O'nun yolunda cihad etmekten,” yani İslam’ı yaymaktan, İslam’ı tebliğ etmekten, Mehdiyet’ten, “daha sevimli ise,” daha hoş geliyorsa, “artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyedurun.” Yani “Allah sizin belanızı verinceye kadar bekleyin” diyor. “Allah, fasıklar topluluğuna hidayet vermez” diyor Allah. Tevbe Suresi, 24.
Sayın Adnan Oktar'ın 3 Ocak 2010 tarihli röportajından Tevbe Suresi ile ilgili açıklamalar.
A9TV Televizyonu Adnan Oktar Harun Yahya Sohbetler Belgeseller A9 TV Yeni Frekansımız: Türksat 3A Uydusu FREKANS: 12524 Dikey Batı Sembol Oranı: 22500
Sayın Adnan Oktar'ın 17 Ağustos 2010 tarihli röportajından Tevbe Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: “De ki;" (diyor, Cenab-ı Allah) Tevbe Suresi 24’te, ‘eğer babalarınız, çocuklarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, az kar getireceğinden korktuğunuz ticaret, ve hoşunuza giden evler, size Allah’tan, O’nun Resulü’nden ve O’nun yolunda cehd etmekten daha sevimli ise, artık Allah’ın emri gelinceye kadar bekleyedurun’”, Tevbe Suresi 24. Bakın, “De ki; ‘eğer babalarınız’”, çünkü babası ne için? Darphane gibi görür münafık babayı. Parayı kazanır, değil mi? Asıl hakim olan odur, inşaAllah. Malın mülkün sahibi oluyor. Onun için babayı çok önemli görür. Miras alacak, mirasta ana kaynak o, para kaynağı o, çevreyi öyle ediniyor, onun için bak “babalarınız”. Sonra çocuk. Çünkü çocuğuyla mal sahibi olacak. Çocuk ne kadar çok olursa, onları işe yerleştirecek, onlar evlenecekler, aşiret gibi olacaklar, her yerden para gelecek, imkan gelecek. Bunun yemesini içmesini sağlayacaklar. Hayat garantisi gibi görüyor. Sosyal Sigortalar Kurumu gibi görür.
“Kardeşleriniz”, kardeş biraz daha şeydir, yani kardeş yardımcı olur ama aynı zamanda onun miras payını da zorlayan biri olduğu için, kardeşine daha az önem verir münafıklar.
“Eşleriniz” eş ona çocuk meydana getiren, çevre meydana getiren ama genelde de münafıklar eşlerinden pek hoşlanmazlar. Çünkü eşi sadece dışarıya karşı bir silah olarak kullanırlar. Yani rahatını sağlayan, işte ona yemek yediren, çamaşırlarını yıkayan. Fakat ona çocuk sağlayan bir makine gibi görür. Bir kuluçka makinesi gibi. Münafıklarda bir derin kadın nefreti vardır. Nefret ederler kadınlardan. Mesela karısını koluna takar, baston gibi görür karısını o. Yani gittiği yerde ona yemek hazırlayan, onun ihtiyaçlarını gideren, işte hastalığında ona bakan bir makine. Yani onun Ahireti onu ilgilendirmez, münafığı. Eğer fonksiyonlarını kaybederse hemen gönderir, münafık vakit kaybetmez, hemen gerekeni yapar. Ama yine dine uygun bir şeyle yapar kendi kafasınca. Mesela “niye eşini boşadın?”, “çok takva görmüyordum da onun için. Bir rüya gördüm, onun şeytanla bağlantılı olduğunu gördüm” der. Mutlaka bir sahtekarca, veyahut kadına durduk yere iftira atar. Der ki, “namussuzluk yaptı, ben söyleyemiyorum, biliyorum” der. Değil mi? Masum kadını bir anda namussuz konuma getirir ve gönderir, inşaAllah.
“Aşiretiniz” en sona onlar kalır. Yani bunlar asıl bunlar yakın çevresi olduğu için, bunlara çok önem verir. Aşiret daha son safhada düşüneceği bir yerdir. Kuran’da da bak daha geriye doğru almış Cenab-ı Allah. Yani önem sırası gibi görünüyor burada.
“Ve kazandığınız mallar, az kar getireceğinden korktuğunuz ticaret”. Münafıkta hep böyle bir korku vardır. Az kar gelmesi korkusu. Ne kadar kazanırsa kazansın. Hep az kazandığı kanaatindedir.
“Ve hoşunuza giden evler”. Onlar porsuk gibi, böyle bir yere girip, orda kan emmek için orayı müsait bir yer olarak görürler.
“Sizlere Allah’tan”, yani, Allah’ın dinini dünyaya hakim etmek, gayretten, “O’nun Resulü’nden”, mesela asrımıza uygularsak Mehdi (a.s.)’den, imama tabi olmaktan, imam Mehdi (a.s.)’ye tabi olmaktan, ona asker olmaktan. “Ve O’nun yolunda (Allah yolunda) cehd etmekten” münafığın en çekindiği şey zaten budur. Gayrettir, Allah’ın dinini yaymaktır. Münafık “aman, aman. Ne para vereyim, ne cihad edeyim, Allah yolunda gayret edeyim.” Yani malını mülkünü de vermek de istemez. “Daha sevimliyse artık Allah’ın emri gelinceye kadar bekleyedurun”, bu çok müthiş bir tehdittir. Çünkü münafığın en çekindiği şey ölmektir. Ölüm de ona o kadar süratli gelir ki. Her gün takvim yaprakları üstüne üstüne gelir. Her sene onun üstüne doğru gelir. Yani ölüm, büyük bir süratle, yani süratle gelen bir araba gibi onun üstüne doğru gelir. Münafık da bundan en çok çekinir, Allah da ölümle onu tehdit ediyor. “Allah fasıklar topluluğuna hidayet vermez” diyor Allah. Hidayet vermiyor Allah. Tevbe Suresi 24.
Sayın Adnan Oktar'ın 2 Aralık 2011 tarihli röportajından Tevbe Suresi ile ilgili açıklamalar.
“De ki” diyor Cenab-ı Allah, “eğer babalarınız,” münafıklar kime düşkün? Öncelikle babasına düşkün. Sonra kime? “Çocuklarınız,” çocuklarına düşkün. Kafası hep onda kalıyor. Sonra münafıkların en çok üstünde durdukları ne? “Kardeşleriniz,” kafası kardeşlerine takılır kalır. “Din mi, Allah mı, Kitap mı, İslam’a hizmet mi; kardeşlerin mi?” desen, “kardeşlerim” der. “Eşleriniz,” kafası eşine takılır münafığın. Yani “din mi, Allah mı, Allah yolunca mücadele mi? Hangisini tercih edersin?” “Eşim” diyor. Eşine takılıyor. “Aşiretiniz,” yani arkadaş çevresi; Facebook’ta, şurada, burada var, arkadaş, kimse. “İslam’a hizmet mi, davaya hizmet mi; hangisi?” “Aşiret” diyor. “Kazandığınız mallar,” ne kazandıysa; az da olsa, çok da olsa elde ettiği ganimet, mallar; ona çok titiz olur münafıklar. Kimsenin eline geçmesini istemez, kendisine ait olmasını ister. Allah yolunda onu kullanmayı istemez. Onu bir enayilik gibi görür. “Az kar getireceğinden korktuğunuz ticaret,” az kar getirmesinden nasıl korkar? Ticarete bütün gücüyle ağırlık vermek ister, bütün dikkatini vermek ister. İslam’a, Kuran’a vakit ayırdığında ticaretten kaybedeceğini düşünür. O yüzden İslam’a vakit ayırmak istemez. “Ve hoşunuza giden evler,” hangi ev? Sokaktaki bir ev değil. Kendisine ait ev, ailesine ait ev hoşuna gider. Çünkü mülkü kendi üstüne ait olduğu için oraya ağırlık verir. Müslüman evine gitmek istemez. Münafık kendine ait, münafıkların olduğu, dinsizliğin hakim olduğu eve gitmek ister. Onun için Allah “hoşunuza giden evler” diye ona dikkat çekiyor. Bütün bunları sayıyor Allah, “sizlere Allah'tan, O'nun Resul’ünden,” yani Allah’ın elçisinden, imamından, İslam yolunda mücadele eden liderden, “ve O'nun yolunda cihad etmekten,” yani İslam’ı yaymaktan, İslam’ı tebliğ etmekten, Mehdiyet’ten, “daha sevimli ise,” daha hoş geliyorsa, “artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyedurun.” Yani “Allah sizin belanızı verinceye kadar bekleyin” diyor. “Allah, fasıklar topluluğuna hidayet vermez” diyor Allah. Tevbe Suresi, 24.
Sayın Adnan Oktar'ın 12 Mart 2012 tarihli röportajından Tevbe Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Tevbe Suresi, 24. ayet; şeytandan Allah’a sığınırım. Cenab-ı Allah diyor ki; “De ki: ‘Eğer babalarınız, çocuklarınız,” yani aileye insanlar titizdir ya, “kardeşleriniz, eşleriniz,” karısıysa kocası, kocasıysa karısı, “aşiretiniz,” arkadaş çevresi, “kazandığınız mallar,” ticaret, insanların en çok kafayı taktığı konulardan birisi, “az kar getireceğinden korktuğunuz ticaret,” hep az kar getireceğinden çekiniyor insanlar, “ve hoşunuza giden evler, “sizlere Allah'tan, O'nun Resûlü'nden,” yani Allah’ın Mehdisi olan Peygamberimiz (s.a.v)’den, “ve O'nun yolunda ceht etmekten,” yani Allah yolunda İttihad-ı İslam’ı oluşturmak için gayret etmekten, “daha sevimli ise, artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyedurun.” Ölüm sizi alıp götürünceye kadar. “Allah, fasıklar topluluğuna hidayet vermez” diyor Allah. Müslüman ne yapacak? Bütün bu sayılanları kenarda bırakıp, bütün kalbiyle Allah’a teslim olup, Allah yolunda ceht edecek, gayret edecek; İttihad-ı İslam için, Müslümanların birliği için, Türk-İslam Birliği’nin asrımızda oluşması için gayret edecek, inşaAllah. Kuran bunu farz kılmış, Allah bunu farz kılmış ayette.
Sayın Adnan Oktar'ın 17 Ocak 2011 tarihli röportajından Tevbe Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Tevbe Suresi, 24. Şeytandan Allah’a sığınırım. “De ki: "Eğer babalarınız, çocuklarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz,” arkadaş çevreniz, “kazandığınız mallar, az kar getireceğinden korktuğunuz ticaret ve hoşunuza giden evler, sizlere Allah'tan, O'nun Resûlü’nden ve O'nun yolunda cihad etmekten” Allah’ın dinini yaymaktan, tebliğ yapmaktan “daha sevimli ise, artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyedurun. Allah, fasıklar topluluğuna hidayet vermez.” Bunu Mehdi (a.s.)’a, Mehdiyet’e göre yorumladığımızda; babalarına, çocuklarına, kardeşlerine, eşlerine, aşiretine, mallarına, ticaretine ehemniyet vermeyecek. Önce Allah’ın dinine önem verecek Mehdiyet demek ki, inşaAllah. (85.82 ayetin şerhinin devamı) Demek ki insan babasının yüzünden dinini terk etmeyecek. Çocukları yüzünden tebliği bırakmayacak. Kardeşlerinin çıkarı için tebliği bırakmayacak. Eşlerinin çıkarı için tebliği bırakmayacak. Arkadaşlarının teşvikinden dolayı, facebook, ordan burda, tebliği, İslam ahlakını ve dini yaymayı bırakmayacak. Kazandığı mallar yüzünden tebliği bırakmayacak. Az kar getireceğinden korktuğu ticaretten dolayı; İslam ahlakını yaymaya çalışırsam ticaretim azalar diye dini, İslam ahlakını yaymaktan vazgeçmeyecek. Hoşuna giden evler; gidip evde akşama kadar oturmak için; benim evim güzel, evimde oturayım diye İslam ahlakını tebliğ etmekten vazgeçmeyecek. “Sizlere Allah'tan, O'nun Resûlü’nden ve O'nun yolunda cihad etmekten daha sevimli ise,” bunlar size daha sevimli geliyorsa, bakın “Allah'tan, O'nun Resûlü’nden ve O'nun yolunda cihad etmekten” İslam ahlakını yaymaktan “daha sevimli ise, artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyedurun.” Allah belanızı verinceye kadar bekleyin diyor. “Ki vereceğim belanızı” diyor inşaAllah. Onun için biz Allah için yaşayacağız, inşaAllah. Sadece Allah için, Allah rızası için.
Sayın Adnan Oktar'ın 22 Mayıs 2015 tarihli sohbetinden münafıklarla ilgili açıklamalar.
A9TV Televizyonu Adnan Oktar Harun Yahya Sohbetler Belgeseller A9 TV Yeni Frekansımız: Türksat 3A Uydusu FREKANS: 12524 Dikey Batı Sembol Oranı: 22500