ADNAN OKTAR: Tur Suresi, 44, şeytandan Allah’a sığınırım; “Eğer gökten bir parçanın düşmekte olduğunu görseler bile: "Üst üste yığılmış bir buluttur." derler.” “Pek konduramazlar” diyor. Bakın, o taş da teğet geçti. O taş gibi şu an yüz binlerce, milyonlarca taş Dünya’nın üzerinde geziniyor. Ama Dünya’ya vurmuyor, çarpmıyorlar, bekliyorlar. Allah’ın emrini bekliyorlar. Yoksa o taş gibi taşlar zibil gibi gökyüzünde zaten; kaynıyor, fokur fokur kaynıyor. “Eğer gökten bir parçanın düşmekte olduğunu görseler bile: "Üst üste yığılmış bir buluttur." derler.” “Pek kondurmayacaklar” diyor Allah, “pek alakası yok gibi gösterecekler” diyor. “Öyleyse sen onları (en dayanılmaz azapla) çarpılacakları günlerine,” yani kıyamete, “kavuşuncaya kadar bırak.” 45. ayet, ne anlıyorsun?
ALTUĞ BERKER: 1545 demiştiniz Hocam, inşaAllah.
ADNAN OKTAR: Bakın, “Öyleyse sen onları (en dayanılmaz azapla) çarpılacakları,” göktaşının çarpması olayına dikkat çekiyor Allah, “çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar bırak. O gün, ne hileli-düzenleri kendilerine herhangi bir şeyle yarar sağlayacak.” Ne bilim, ne teknoloji, ne roketleri. “Ne de yardım görecekler” diyor Allah. “Hiç bir şekilde kurtulamayacaklar” diyor Allah. “Şüphesiz zulmedenlere bundan önce de bir azap vardır; ancak onların çoğu bilmiyorlar.” Kıyamete çok yakın, dünyada çok büyük bir bela olacak. Meteor yağmuru gibi bir olay Allahualem. Ona Kuran dikkat çekiyor. “Şüphesiz zulmedenlere bundan önce de bir azap vardır; ancak onların çoğu bilmiyorlar” diyor Allah ve bilemeyecekler. “Artık, Rabbinin hükmüne sabret; çünkü gerçekten sen, Bizim gözlerimizin önündesin” diyor Cenab-ı Allah. Hz. Mehdi (a.s) da gözlerinin önündedir, Peygamberimiz (s.a.v) de; herkes Allah’ın gözlerinin önündedir. Manevi gözler tabii, inşaAllah. “Ve her kalkışında Rabbini hamd ile tesbih et.” Elhamdulillah.
Şeytandan Allah’a sığınırım, Cenab-ı Allah 10. ayette diyor ki; Tur Suresi, 10’da; “Ve dağlar (yerlerinden oynatan) bir yürüyüşle yürür.” “Dağlar hareket etmeye başlayacak” diyor. Mesela, buradaki dağ ileriye doğru kaymaya başlıyor, gittikçe eriyerek. “İşte o gün yalanlayanların vay haline” diyor Allah. “O gün gök sarsılıp çalkalanır.” Çarpmanın etkisiyle bir sarsılma var gökyüzünde de bu görünüyor ve çalkalanma var. Gökyüzü tamamen açılıyor, bulutlar parçalanıyor. “Şüphesiz senin Rabbinin azabı kesin olarak gerçekleşecektir. Onu uzaklaştırıp-engel olacak yoktur” diyor Allah, inşaAllah.
Sayın Adnan Oktar'ın 18 Nisan 2011 tarihli röportajından Tur Suresi ile ilgili açıklamalar.
DNAN OKTAR:Tur Suresi, 44, şeytandan Allah’a sığınırım; “Eğer gökten bir parçanın düşmekte olduğunu görseler bile: "Üst üste yığılmış bir buluttur." derler.” “Pek konduramazlar” diyor. Bakın, o taş da teğet geçti. O taş gibi şu an yüz binlerce, milyonlarca taş Dünya’nın üzerinde geziniyor. Ama Dünya’ya vurmuyor, çarpmıyorlar, bekliyorlar. Allah’ın emrini bekliyorlar. Yoksa o taş gibi taşlar zibil gibi gökyüzünde zaten; kaynıyor, fokur fokur kaynıyor. “Eğer gökten bir parçanın düşmekte olduğunu görseler bile: "Üst üste yığılmış bir buluttur." derler.” “Pek kondurmayacaklar” diyor Allah, “pek alakası yok gibi gösterecekler” diyor. “Öyleyse sen onları (en dayanılmaz azapla) çarpılacakları günlerine,”yani kıyamete, “kavuşuncaya kadar bırak.” 45. ayet, ne anlıyorsun?
ALTUĞ BERKER: 1545 demiştiniz Hocam, inşaAllah.
ADNAN OKTAR: Bakın, “Öyleyse sen onları (en dayanılmaz azapla) çarpılacakları,”göktaşının çarpması olayına dikkat çekiyor Allah, “çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar bırak. O gün, ne hileli-düzenleri kendilerine herhangi bir şeyle yarar sağlayacak.” Ne bilim, ne teknoloji, ne roketleri. “Ne de yardım görecekler” diyor Allah. “Hiç bir şekilde kurtulamayacaklar” diyor Allah. “Şüphesiz zulmedenlere bundan önce de bir azap vardır; ancak onların çoğu bilmiyorlar.” Kıyamete çok yakın, dünyada çok büyük bir bela olacak. Meteor yağmuru gibi bir olay Allahualem. Ona Kuran dikkat çekiyor. “Şüphesiz zulmedenlere bundan önce de bir azap vardır; ancak onların çoğu bilmiyorlar” diyor Allah ve bilemeyecekler. “Artık, Rabbinin hükmüne sabret; çünkü gerçekten sen, Bizim gözlerimizin önündesin” diyor Cenab-ı Allah. Hz. Mehdi (a.s) da gözlerinin önündedir, Peygamberimiz (s.a.v) de; herkes Allah’ın gözlerinin önündedir. Manevi gözler tabii, inşaAllah. “Ve her kalkışında Rabbini hamd ile tesbih et.” Elhamdulillah.
Sayın Adnan Oktar'ın 12 Ekim 2011 tarihli röportajından Tur Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Bak diyor ki Cenab-ı Allah -şimdi açtığım yer Tur Suresi- şeytandan Allah’a sığınırım: “Yoksa hileli-bir düzen mi kurmak istiyorlar?” Yani “oyun mu kurmak istiyorlar?” diyor Allah. “Fakat (asıl) o inkar edenler hileli-düzene düşecek olanlardır” diyor. “Yaptıkları düzene kendileri düşecekler” diyor. Münafıklar da kendi açtıkları düzene düştüler, değil mi? Evet.
“Eğer gökten bir parçanın düşmekte olduğunu görseler bile: “üst üste yığılmış bir buluttur.” derler”. Yani “bir şey yoktur” hani böyle var ya onlar, “önemsiz”, böyle dalga geçer bir üslupları oluyor. “Öyleyse sen onları (dayanılmaz azapla) çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar bırak.” Kıyamet vaktine kadar bırak. Kaçıncı ayet? 45’inci ayet. Kaç yılında kopmasını söylüyor Bediüzzaman? 1545, evet. “O gün, ne hileli-düzenleri kendilerine her hangi bir yarar sağlayacak, ne de yardım görecekler” diyor Allah. Durdursunlar bakalım havada roketle moketle bilmem ne, zaten o devirde roket moket de kalmayacak. Yani akıl almaz bir çöküntü, akıl almaz bir sefalet, akıl almaz bir pislik içerisine düşecekler. Önce komünist olacaklar sonra komünistliğin batağının, pisliğinin içine düşüp çok rezil ve perişan bir hayata dönüşecek ortalık. Bütün evleri leş gibi yapacaklar, her yeri yıkıp yakacaklar, her gün cinayet işleyecekler. “Sokaklarda böyle hayvanlar gibi” diyor, “ilişkiye girerler” diyor Peygamberimiz (s.a.v.). Herkes birbirini, o onu dövecek, o ona sövecek, o onu öldürecek; her yerde yağma, gasp, akıl almaz bir pislik. Her yer böyle leş gibi olacak, bayağı berbat olacak. Ondan sonra kıyamet onların üstüne kopuyor.
Sayın Adnan Oktar’ın 26 Ağustos 2013 tarihli sohbetinden Tur Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım. Tur Suresi, 44- “Eğer gökten bir parçanın düşmekte olduğunu görseler bile: "Üst üste yığılmış bir buluttur." derler.” Yine ehemmiyetsiz görürler, “gök gösterisi bak ne güzel ışıklı gösteri” diyor. Bela geliyor üstüne, bela. Allah’tan kork diye yapıyor Allah sana, ışıklı gösteri olsun diye yapmıyor.” Çok ilginç bir tabiat olayı yaşandı” diyor, şehrin üstüne düşse tuz-buz olursun Allah’tan kork, boş alanı vuruyor Allah. Tehdit ediyor seni, eğlen diye yapmıyor Allah. O eğlenceci kafalarına dikkat çekiyor Allah diyor ki, "Üst üste yığılmış bir buluttur." Derler.” “Hafife alırlar” diyor. Gök taşı düşmesi ne demek? Bir şehrin üzerine çok büyük bir olaydır. Onu hafife almaya çalışıyorlar. “Öyleyse sen onları (en dayanılmaz azapla) çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar bırak.” Kıyamet gününe kadar bırak. 45’inci ayet, yani 1545. Bediüzzaman’ın kıyametin kopacağı dediği tarih, 45 evet. “O gün, ne hileli-düzenleri kendilerine herhangi bir şeyle yarar sağlayacak, ne yardım görecekler.” Hep hileli düzen. Mesela Mısır’da hileli düzen, Suriye’de hileli düzen, Pakistan’da hileli düzen, Amerika’da hileli düzen her yerde hileli düzenler var. İnsanlar gına getirdi bu hileli düzenlerden. Hileleri parçalayacak olan, Hz. Mehdi (a.s)’dır. Hile, hurda hiçbir şey kalmayacak Hz. Mehdi (a.s) devrinde.
Sayın Adnan Oktar'ın 7 Mart 2016 tarihli sohbetinden Tur Suresi ile ilgili ayet açıklamaları.
ADNAN OKTAR: Tur Suresi 42. “Yoksa onlar hileli-bir düzen mi kurmak istiyorlar? Fakat (asıl) o inkâr edenler hileli-düzene düşecek olanlardır.” “Yoksa onların, Allah'tan başka bir ilahları mı var? Allah, onların şirk koştuklarından yücedir.” “Eğer gökten bir parçanın düşmekte olduğunu görseler bile: 'Üst üste yığılmış bir buluttur' derler.” (Tur Suresi 42-44) Yani umursamıyorlar önemsiz gibi görüyorlar. “Öyleyse sen onları (en dayanılmaz azabla) çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar bırak.” “O gün, ne hileli-düzenleri kendilerine herhangi bir şeyle yarar sağlayacak, ne yardım görecekler.” “Şüphesiz zulmedenlere bundan önce de bir azab vardır; ancak onların çoğu bilmiyorlar.” (Tur Suresi 45-47) Yani Allah “bir bela vereceğim” diyor. Ama tahmin etmiyorlar, belanın geleceğini tahmin etmiyorlar. “Artık, Rabbinin hükmüne sabret; çünkü gerçekten sen, gözlerimizin önündesin.”(Tur Suresi 48) Yani “her olayı ben yapıyorum” diyor Allah. “Sabırlı ol” diyor.“Ve her kalkışında Rabbini hamd ile tesbih et.” (Tur Suresi 48) Bu Peygamberimiz (s.a.v.)’e yönelik bir ibadet şekli.